yine yoksun kapandı üstüme akrep ile yelkovan odamın nemine vuruldu şafak duvarlarımda zikreden karanlık bir gölge bilmezsin bilemezsin ki yokluğuna nasıl üşür kuşlar hıçkırır gökyüzü ağlar bulutlar deniz olan sokakları hiç bilmedin yalnızlığın dizlerini karnına çeken adamın acısını nasıl kıvrılır yokluğun yarım yanına tatmadın
bilir misin nasıl da güneşte üşür insan saplanır nasıl ciğerlerine buz gibi soğuk sicaki bir kan kusar güneşin yüzüne topaldır yalnızlık sağırdır yokluk kekemedir kimsesizlik benim yokluğum yetimdir can öksüzdür sensizliğim demiştim demiştim sana gitme üşürüm diye düşer aklım oh olsun düştü işte dün alıp gittiler birinci dereceden suçluymuş duydum ki hüküm giymiş müebbet
neyse gitmeliyim şimdi belki gelirde bulamazsın beni evde bek karanfil getirdim en kırmızısından severdin bilirim söz yarın süsleyeceğim toprağını gelin gibi beyaz papatyalarla bezeyeceğim her yanını birazda gözyaşı serpeceğim toprağına yalnız kalmayacaksın can yalnız kalmayacaksın bir avuç yem bıraktım ayak ucuna serçeler arkadaşlık edecek sana yarına kadar bende kal beni de al yanına
( Travmayi Aşk başlıklı yazı lemide tarafından 7.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.