“Aşüfte bir zamana soyunuyor,
düzlemi bozuk otoriteler…”
İzsiz bir mermi küçük çentik açar yarada
fakat çıkarken kocaman avuntular düşer
zamana…
Hey!
ellerinde şekilleneceğim yürek
bozgun yenilgilere ne gerek
alıcılarıyla oynanmış bu ömrün
sevda hükmünde kararnamesi
tütün yanıklarında çekimlik
izlerdeyim…
Kırpık gülüşlere karnım tok
evladiyelik değil şiirim
yakasına gül tutuşmuş
jöleli sözleri bırakın
tutuluyorum…
Göbeği süslü havuzların
nikah şahidi değil dilim
bozuk şivelerde demlensin
şiirim…
Bilmek!
bilinç altını oymaktır
denizden inci tanesi
gözlerden acıyı sökmek
yenilenerek…
Şiirim;
et ve sebze diye ayrılmaz
gurme yanıklarında kimsesiz
Ölgün bir denizin kanatlarında
akınlara yatmaktır derya kuzularında
çocuksu mabetlerin kapısına
gülden telaşlar işlemektir
sarı gün çiçekleriyle
Kusura bakmayınız beyler
şiirim yüreğimde kalkan
kırpılmayacak ellerinizde
Düşsel açlığınızda hazmedilene kadar
himayemde…