Damarım tıkanır sevda
deyince
Yokluğun ıstırap sermeyince gel
Dualar sürülür dudakta hece
Acılar benliği sarmayınca gel
Nefesim sıklaşır görünce
seni
Yaşlanan gözlerim yıkarken
teni
Aynalar küs olmuş tanımaz
beni
Saçlara zemheri vurmayınca
gel
İbrişim kuşağım hayat
bağımdır
Güvercin sedası gönül
dağımdır
Denizde kaybolan kurşun
ağımdır
Balıklar karaya varmayınca
gel
Yokluğun seslenir vuslata
çağrı
Ekinler toplanır harmanda
gayrı
Yokuşta dizime çökünce
ağrı
Yıllarım azaba durmayınca gel
Toprağa sürülen gözüm
yaşına
Mezara dikilen gönül
taşına
Namluya sürülen hilal
kaşına
Kurşunlar gönlümü kırmayınca
gel
Bulutlar küsünce olmuş fırtına
Hasretin tarihin çıkmış
sırtına
Gözlerin değmezse yürek
tahtına
Şimşekler toprağı görmeyince
gel
Halimi bilmezse yıldızlar
yansın
Güneşi bekleyen kirpikler
kansın
Bahtımda sökmeyen şafaksın
tansın
Dostlarım halımı sormayınca
gel
Darlanır saatler akmaz
yelkovan
Zorlanır sözcükler kalmaz
heyecan
Bakışın dağlarda yapmaz
heyelan
Tenime yokluğun girmeyince
gel
Mumlarım sönerken gece
gelince
Rüzgârım dinerken yağmur
inince
Gündüzler ışımaz olursa gece
Azrail talkını vermeyince gel
Yeniden çökünce zamana
hüzün
Yaprağı kalmazsa baharın
güzün
Elveda demezse dillerin
sözün
Mezara çiçekler dermeyince
gel
Seslendirme:Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep
17 Haziran 2012
Not:Her şiir yazıldığı gibi okunmaz...