Güzel insanlarımıza iyimserlik sunmak, yürekleri ısıtmak ve dimağları ışıtmak amacıyla sizlerle paylaşmak istediğim bu naçiz yazım yankı bulur, inşallah!
Yaşatan umuttur, içinde saklar,
Arada coşturur, haddini aşar;
Kalem güler oynar, kendini yorar,
Seyir defterine selâmı yazar...
(Umudumla Yaşarım başlıklı şiirimden, Haziran 2007)
Anılarla yaşlanırken, umutlarla yaşarız.
Hemen her konuda duygu, düşünce, öneri, eleştiri ve değerlendirmelerimizi yazıya dökebiliriz. Şu satırları kaleme almam bile bir anı olabilir.
Anı, yaratılmaz; kendiliğinden olgunlaşarak oluşur. Bizim için önem arz eden her an bir anı olabilirken, ‘anı yaratmak’ gibi talihsiz bir anlayışın yürekleri ve beyinleri yormaktan öteye geçemeyeceği açıktır.
Pek uzun sayılmayan insan ömründe zaman ve enerjinin hiçbir biçimde boşa harcanmaması gerektiğini bilmeyenimiz yoktur.
Yüce Yaradan’ın bizlere emanet ettiği canı, ruhu ve bedeni tüm olumsuzluklardan korumak zorundayız. Sırf bu nedenle bile zamanımız ve enerjimiz son derece kıymetlidir.
Her anı özümüzle barışık olarak dolu yaşamaya çalışırken, yakınlarımıza ve çevremizdekilere saygılı davranmalıyız. Özüyle barışık olanlar ancak başkalarını sayar, sever ve değer verebilirler!
Değil mi ki umudunu yitiren misyonunu bitirir, en güç koşullarda bile umudumuzu asla yitirmemeliyiz. Ölüm hariç her soruna bir çözüm bulunabileceğini unutmayalım.
Allah; kimseyi umutsuz, dostsuz ve mutsuz bırakmasın! ‘Son terane-i ruhum bir sayha-yı ümid olacaktır.’- (Tevfik Fikret)
Her sabah güneşi görebileceğimizi, her yeni güne umutla başlarsak yüreğimizin ve gönlümüzün ferahlayabileceğini, sorunlarımızın azalabileceğini hatta ortadan kalkabileceğini hep aklımızda tutalım.
Bir medya kuruluşumuzun logosu der ki; ‘Her sabah dünya yeniden kurulur. Her sabah taze bir başlangıçtır.’ Her sabah koşullar yeniden oluşur. Her gece kader olasılıkları yeniden düzenler. Belki yarın yüzüm güler, diye düşünmeliyiz.
İslam ve tasavvuf dünyasının şair, düşünce adamı ve Mevlevi yolunun öncüsü Hz. Mevlânâ der ki; ‘Üzülme, bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatla uçulmaz zaten.’
‘Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle kirini, tozunu alır, niye kederlenirsin?’
‘Taş taşlıktan geçmedikçe, parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır.’
‘Üzülme’, der Mevlânâ ve devam eder, ‘Kaybettiğin her şey bir gün başka surette geri döner.’
‘İnsanda güzel olan yüzdür, yüzde güzel olan gözdür, ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.’
Acı tatlı anılarla bu günlere kadar geldik,
En güç koşullarda bile özümüzü yitirmedik.
Sevdik, saydık, hoş gördük ve asla bencillik etmedik;
Dayanıştık ve üleştik; gölgemizle güreşmedik!
Bize bizden başka gerçek dost yok; düşmanımız pek çok!
(Umut Kesilmez! başlıklı şiirimden, 12.05.2010)
Umarım bu kısa ve özlü yazımda ağzımdan olumlu, iyimser ve güzel sözler çıkmıştır. Her şey gönlünüzce olsun.
23.06.2012