Çocuğu Güneşten Koruyup Ateşe Atmak
Peygamberimiz(asm), bir gün ashabıyla birlikteyken, “Bu anne sevgiyle
öpüp kokladığı şu yavrusunu ateşe atar mı hiç?" diye soruyor. Ardından
da "hiç şüphe yok ki Allahu Teâlâ kullarına karşı annenin yavrusuna olan
şefkatinden çok daha şefkatli ve merhametlidir” diye ekliyor.
Bir
anne yavrusunu dünyada ateşe atabilir mi? Atamaz kuşkusuz… Annenin,
çocuğuna hissettiği şefkat ve merhamet buna engel olur. Ancak birçok
anne çocuğunu adeta ahiret ateşine atar gibi davranıyor. Çocuğuna
Allah’ı tanıtmıyor, ona Allah sevgisini öğretmiyor. "Daha küçük, ileride
nasılsa öğrenir" diye düşünerek Allah’ın yasakladığı davranışlarda
bulunmasına ses çıkarmıyor. Zaman ilerledikçe çocuk, çevresinden aldığı
yüzlerce telkin nedeniyle gördüğü her şeye alışkanlık gözüyle bakıyor,
yaratılışın delillerini göremiyor. Allah’a ve yaratmasına karşı duyarsız
ve ilgisiz bir insan haline geliyor.
Oysa Allah inancı çocuklara
küçük yaşlarda öğretilmeli. Dinin özü güzel ahlâktır ve Allah’ın
beğendiği üstün ahlâk özellikleri çocukluk döneminde şekillenmeye
başlar. Çocuğun büyüme döneminde en önemli örnekler, anne - babası ve
onların davranış biçimleridir. Anne baba, çocuğunu yalnızca bedensel
değil, ruhsal yönden yetiştirmekle de sorumludur.
Çocuğa
öncelikle Allah’ın büyüklüğü, kendisinin, tüm canlılığın ve kâinatın
yaratıcısının Allah olduğu anlatılmalı. Çocuk, çevresini saran yaratılış
gerçekleri karşısında tesadüflerle hiçbir şeyin meydana gelemeyeceği ve
bu muhteşem düzenin bir sahibi olduğu gerçeğine ulaşabilir. Evreni
saran mucizevi güzellikler üzerinde bilgi sahibi olması, çocuğun bu
apaçık gerçeği fark etmesini sağlar. Bu anlayışa sahip olan çocuklara,
Kur’an ahlakının ve dinin anlatılması daha da kolaylaşacaktır.
Kapsamı
oldukça geniş olan din eğitimi konusunda bizler için en güzel örnek,
Peygamberimiz(sav)’dir. Şefkat, merhamet ve acıma duyguları Kur’an
penceresinden bakarak ve O’nun gibi Kur’an ahlakını yaşayarak olumlu
yönlenir.
Çocuğa Şefkat ve Merhamet
"Merhamet etmeyene
merhamet olunmaz" buyuran Peygamberimiz(asm), merhamet duygusunun en
açık görüldüğü yerin, çocuk sevgisinde ve onlara gösterilen şefkatte
olduğunu belirtiyor. Öyle ki; "Yâ Resulullah, siz çocukları öper
misiniz? Biz onları öpmeyiz" diyen Bedevî’ye, "Allah senin kalbinden
merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim?" buyuruyor.
Ebû
Hüreyre’den nakille, Peygamberimizin huzuruna gelen ve sürekli
kucağındaki çocuğu seven kişiye. "Sen buna nasıl şefkat gösteriyorsan,
Allah da senin şefkatinden daha çok şefkat eder” diyor Peygamber
Efendimiz(asm)...
Yanında yetişen Enes, Hz. Peygamberin kendisine nasıl merhametli davrandığını şöyle anlatıyor:
“Allah
Resulü’ne 9–10 yıl hizmet ettim. Bir kere bana “Öf!” demedi. Yaptığım
bir iş hakkında hiçbir zaman “Niçin böyle yaptın?”, yapmadığım iş
hakkında ise “Şöyle yapsaydın ya!” ya da “Beceremedin, ne kötü yaptın!”
dediğini duymadım. On yıl boyunca bir kere zorlanacağım bir iş vermedi.
Bir işi beceremeyip zayi ettiğimde bana kızmadı, beni kınamadı. Hatta
ailesinden biri bir konuda beni kınamak istediğinde onları engelleyerek:
“Onu bırakın! Eğer öyle yapması takdir edilseydi mutlaka yapardı”
buyururdu.
Çocuklara din, katı bir üslup ile anlatılmamalı.
Kur’an ve sünnet çizgisi dışında, çocuğa “oturma, bakma, yapma!”
emirleriyle dini eğitim vermeye çalışmak, merhametsizce baskı ve şiddet
uygulamak konuyu açmaza götürür. Şiddet işe yarayan bir unsur olsaydı
Hz. Nuh(as), peygamber olduğu halde kendisine inanmayan ve Allah’a iman
etmeyen oğluna şiddet uygulardı.
Çocuk imanlı yetiştirildiğinde,
bu onun tüm hayatını mutlu ve huzur içinde yaşamasına vesile olacaktır.
Çocuğu Allah’tan ve imandan uzak yetiştirmek, onu dünyada ve ahirette
zarara uğratır. O halde çocuklarımızı yalnızca dünyadaki ateşe karşı
merhamet kanatlarıyla sarıp, korumakla yetinmeyelim. Onları sonsuz
ahiret ateşinden koruyup sakındıralım...
“Bir kimse, çocuklarını
Cehennem’in ebedî ateşinde yanmaya bırakıyorsa, güneşin sıcaklığından
korumasında hiç bir hikmet yoktur.” (Siret Ansiklopedisi)
(
Çocuğu Güneşten Koruyup Ateşe Atmak başlıklı yazı
fuatturker tarafından
28.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.