“Abi düğün dedin mi üstünde armut lambalar ve davul zurna olacak”
diyordu dayımın oğlu dilaver büyükşehirlerde ki düğünlere inat
halaya başladın mı ortalığı toz duman götürecek diyordu ve içimizdeki
o kahrolası büyükşehirleşme ruhunu deşiyordu.
Ne vardı sanki büyükşehirlerde o bilmem kaç katlı apartmanlara
köylerimizi taşımasaydık. Yozgat’ta şimdi 20 şer katlı apartman
dairelere yerleşme planı kuruluyor.
Yani ne demek şimdi bu?
Köylerimizi apartmanlara taşıyoruz, köylerimizden vazgeçerek git gide
birbirimizden uzaklaşıyoruz. Aynı apartmanlarda birbirimizden uzak
yaşıyoruz.
Teknoloji ve ardından gelenler bizi bizden uzaklaştırarak biz
ruhuna yabancılaştırıyor. Yaşamak bir toplum içinde hayatını
sürdürebildiğimiz sürece yaşamaktır. Tek başına sürdüğümüz
herkesten uzak yaşadığımız bir yaşam bizim yaşamımız olmamalıdır.
Yozgat’ta biz biz olduğumuz sürece kazanırız yaşamak ancak biz
olduktan sonra gerçek anlamını taşır ve o şekilde devam eder.
Uzaklaşıyoruz birbirimizden dip dibe oturuyoruz fakat uzaktan
uzaktan yaşıyoruz. Öyle uzağız ki birbirimize kapımızın dibindeki
komşumuzu bile nerdeyse tanımıyoruz ne garip…
Birlik ve beraberlik içindeki hayatımızı şimdi hep uzaklaştırılmış
ilişkiler aldı
bakkalı tanımıyoruz,
komşuyu tanımıyoruz,
büyüklerimizi saymıyoruz,
küçüklerimizi sevmiyoruz,
uzaklaşıyoruz da uzaklaşıyoruz…. Vesselam…
(
U Z A K L A Ş I Y O R U Z başlıklı yazı
cllttnynl tarafından
3.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.