--
‘'Ateşin zümresi zemherinin telaşı
Ömür süsü verilmiş ağır bir acıyım vesselam
Masum bir katledilmeyim belki
Hükmüme kırağı karışırken ayaza giydirilişim
Sökemiyorum yılların bezginliğinden hüzünlerimi
Dönüp her baktığımda tas tamam değilim.''
Özlek bir kent çiziyorum tarumar olmuş içimdeki memlekete
Oysa uyuyacağım yer kadardım- uzanacağım yer kadar memleketim
Saatler ketum, söz ürettirmiyor takvimlere
Zihnim öldürüyor gözlerimdeki uykuyu
İfriti doğurtacak kadar heder
Beni hüzne gark edecek kadar beter..
Ah yâr,
Hiçliğin düşünü düşündüğüm andır
Muamma bir çıplaklık bu- ruhumun neye soyunuk olduğu belirsiz-
Beynime kurşun çeken flu bir inkar
Gün/ahım protest bir yalnızlığa zindan
Tutunup düştüğüm ömür
dudağımın kıyısından sökülen derin bir feryat..
‘'Yokluğun sol yanımda ağır bir zaman.
Geçmek bilmez ,
Saliselerin üzerinde ağır bir vebal gibi.
Denize olan hasretimden midir bilemem ..
Yosun kokar yüreğim
Sen kokar gözlerimin her seyir yeri.
Kendi batağımda batan bir dal parçası gibi
Tutunmadan bir yere dalıp gidiyorum.
Yüreğimin değirmeninde öğütülüyorum,
Telaşsız ve imkana vurulmadan
her an hayalin ötesinde yaslanıp efkarlanıyorum''.''
Sefil bir kırgınlık bu, aldırmaz kimsecikler bana
Yüzümün yankısını çalıyorum aynalardan
Kanayan yaralarıma yeni bir yaralanmayla perçinliyorum
Ki,
Tek tek içime yazdırdığım kader çizgime
Ölümün derin kıyısındayım ,
Ebrehe'nin nefesinden derin bir kalleşlik sızar gibi tenime
Gafil ruh çöküntüsü
Yığın yığın ve en derinindeyim Gayya'nın
Lisanımda kızıl bir söylem
Ölsem... Kutsanacağım acı su ezberinde..
Bir yanık türkünün dudakta bıraktığı acı iz
Derin bir dehlizin izbeliği belki de
Azmetmek suç- acizliğimin martaval y/anı
Köskütük sarhoşum ve yıkılmışım köhne sokağında ömrün
Düşün..
Bir ayağım metafizik ötesi uçuk
Düşün..
Bir ayağım yorgan döşek hasta ölüme dair
Kısayım kısalığımdan öte
Ayamdaki hayat çizgim kadar feveran bir h/içlik..
Nurettin Önder