Karanlık Kuyularda Yanan Işık
Karanlıklarımız anne karnında başlar. Sonrasında
eğitim mekanı olan dünyada, kimi zaman Yusuf gibi karanlık kuyularda,
kimi zaman Yunus gibi balığın karanlık karnında; ancak hep Allah’ın
koruması altında sürer hayatımız. Her türlü tehlikelerden kullarını
selamete çıkaran Allah, günü geldiğinde anne karnından çıkardığı gibi,
zifiri karanlıklardaki kulunu aydınlıklara çıkarır.
Dipsiz
karanlık kuyular, insanın imtihan mekanı. Nasıl kurtulunur karanlık
kuyulardan?.. Bunun için Allah’a halisane teslim olmalı ve zorlukla
imtihan edilirken sabır göstermeli. Yaşanan tüm sıkıntıların sonu gelir.
İnsan, Allah’ın kendisi için belirlediği, hayır ve hikmet üzere
yarattığı her olayda Rabb’ini görmeli, O’nun için sabretmeli, umutvar
olarak yardım dilemeli.
Yaşanan her musibet geçicidir,
sonludur. Kulu aciz ve çaresiz kaldığında, güç yetiremediğinde, Allah
yardımıyla yanındadır. O, kuluna şahdamarından yakındır ve yardım
edenlerin en hayırlısıdır. O, insanın içinde gizlediklerini bilen,
Kendisine yalvaranların isteklerini veren, dualarına icabet edendir.
Rabb’imizle
bağımız her an diri olmalı; kopmamalı sarsılmamalı. O’nunla aramızdaki
yakın ve kesintisiz bağlantı, karanlık girdaplarda boğulmaktan korur
bizi. O’nu zikretmediğimiz, O’ndan uzak olduğumuz an zayıf düşeriz. Hz.
Yunus (as), balığın karnında karanlıklar içindeydi ve eğer Allah’ı çokça
anmasaydı, kıyamet gününe kadar orada kalacaktı. Ancak o sürekli
Rabb’ini anmış, sonsuz merhamet sahibi olan ve kullarına hayır yolları
açan Allah’ın yardımıyla aydınlığa kavuşmuştu.
Milyarlarca
farklı insanın farklı beklentilerinin, farklı sorunlarının, başlarına
gelen farklı musibetlerin çözümü tektir; Allah’a yönelmek, O’nu çok
sevmek... İnsan bütün sevgisini Allah’a vermediğinde, Rabb’ini gücü
yettiğince sevmediğinde kalp bunalır. Rabb’inin rızasını kazanma yolunda
çektiği çileler, kalbi Allah aşkıyla dolu insanı inceltir,
derinleştirir.
İmtihan yaşamak Allah’ın merhametindendir.
Kendisini hatırlatmasıdır, bizi unutmadığının müjdesidir. Ve ne kadar
zorluk isabet ederse, Allah’a o kadar yakınlaşır, imani açıdan
olgunlaşırız. Yaşamımızda her şey kusursuz olmamalı. Bir şeyleri
aşmalıyız ki, Allah’ın huzuruna temizlenmiş, arınmış olarak çıkabilelim.
Üzerimize yağan her yağmurla daha da arınırız. Yağmasa, Rabb’imize
aşkımızı ve sadakatimizi nasıl kanıtlayabiliriz?..
Allah’a
karşı samimi olursak, O, vicdanımıza doğru yolları ilham eder. İşte o
sesi dinleyip nefsani tutkularımızdan kurtulduğumuzda, pırıl pırıl imana
kavuşabiliriz. Katıksız imanı yaşadığımızda ise Hz. İbrahim (as) gibi,
ateş dokunmayacaktır.
Yaşadığımız zorlukta kendimizi dipsiz
bir kuyuda gibi çaresiz hissedip, çıkışa ulaşamadığımızda, karamsarlığa
kapılmamalıyız. Şeytan, aydınlığı hiç göremeyeceğimiz yönünde
karamsarlık telkini verse de, o ne olacağını bilemez, sadece fısıldar.
Unutmamalıyız
ki, yaşadığımız olay ne denli zor da olsa, ardında mutlaka bir
güzellik, bir hayır vardır. “Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana
belki kanat verecek. Kuyu dibinde kaldın diye kırılma, belki oradan bile
bir kapı açılır" der Mevlana. Allah’a sığınıp, tam bir teslimiyetle
teslim olduğumuzda karanlık kuyularda yanan ışık, karanlığı yarıp sabahı
çıkaran Rabb’imizin lütfundandır.
(
Karanlık Kuyularda Yanan Işık başlıklı yazı
fuatturker tarafından
9.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.