Neye Sımsıkı Tutunuyorsunuz
Bir kağıt kalem alın ve hayatınızda bağlı olduğunuz şeyleri yazın. Şimdi sırasıyla okuyalım.
İlk sırada muhtemelen-varsa- çocuklarınız yer alır.
İkinci sırada eşiniz ya da sevgiliniz olmalı, değil mi?
Daha sonra gelenler anne babanız, kardeşiniz.
Burada da çok sevdiğiniz bir dostunuz sanırım.
Beşinci
sıradaki kişiye göre değişir; hatta bazıları için ilk sırada bile
olabilir. Paranız, eviniz, işiniz, malınız-mülkünüz gibi...
Ya da hepsi bir yana doya doya yaşanması gerektiğini düşündüğünüz dünya hayatına mı sıkı sıkı bağlısınız?
Dünyaya
bir kez gelindiğini bilmeniz nedeniyle mi hayata tutunuyorsunuz?
Bilmiyor musunuz ki ahirete de bir kez gidilecek. O halde ahirete
sımsıkı tutunmanız gerekmiyor mu? Ki ahiret asıl ve sonsuz hayat iken
dünya hayatı sonlu ve geçici. Sonsuz olanı bırakıp, sonlu olana mı
yöneliyorsunuz?
İnsan yüzeysel baktığında dünya hayatının
gerçeğini göremez; baktığı açıdan ne kadarı görünüyorsa dünyayı o kadarı
ile görür. Tıpkı halıdaki mayt gibi. Mayt için halı oldukça büyük bir
mekandır; tamamını göremez. Dar görüşlü olan insan da aynı durumdadır.
Oysa insan dünyayı her cepheden görebilmelidir. Yüzeysel bakınca, görüş
de çok sığ ve yüzeysel olur. O zaman insan acı çeker, yanlış yollara
gider.
Tümünün geçici olduğunu, dünyadaki herşeyin değerini
yitirdiğini, yıprandığını, yok olduğunu bildiği halde, insan kendisini
bunlara şiddetle bağlanmaktan alıkoyamaz. Sahip olduğu her şeyi bir gün
bırakmak zorunda kalıp dünyadan ayrılacağını bilir ancak yine de bu
tutkulu bağlılığı sürdürür.
İnsan, Allah’ın kudretini gereği
gibi takdir edebilse, dünyaya dair herşeyin imtihan amacıyla kendisine
verildiğini görebilir. Karşılığında yapması gerekenin de tüm bu
nimetlerin gerçek sahibi olan Allah’a kulluk etmek ve şükretmek olduğunu
anlayabilir. Ancak hırsla dünyaya bağlanan kişinin kavrayışı körelir;
çok daha hayırlısının ve üstün nimetlerin bulunduğu sonsuz ahiretten
vazgeçip, dünya hayatına razı olur.
"Dünyanın metaı azdır”
buyurur Allah. Dünyada bağlanmaya değer bir şey yoktur. Ne görürüz
baktığımızda? Sabah kalktığımız andan itibaren acizliklerimizle yüzyüze
geldiğimizi. Her insanın onlarca uğraşı var. En basiti belli bir süre
uykuya ihtiyaç duyar. Kalktığında temizlik yapmalıdır; elini yüzünü
yıkar, dişlerini fırçalar, duş alır. Kahvaltı etmesi, su içmesi gerekir
yoksa ayakta duramaz.
Kimi insan ise çay, kahve sigara içmeli ki
canlanabilsin. Acizlikleri hiç bitmez insanın. Örneğin beli ağrır,
boynu tutulur, nezle ya da grip olur.
Kimi kilolarından şikayet
eder, kimi ise yediği halde kilo alamaz. Saçı dökülen, gözleri bozulan,
kulağında sorun bulunan, midesi ağrıyan, böbreğinde taş, midesinde ülser
ya da asit fazlalığı bulunan hatta kanser olan milyonlarca insan.
Allah, dünyaya bağlanmamaları için insanlara o kadar çok acz vermiştir
ki, saysanız binlercedir.
Kur’an’da, “Her nerede olursanız, ölüm
sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile.”
buyrulur. İnsan en modern hastanenin, en kaliteli odasında da yatsa, en
iyi doktorların gözetiminde, en gelişmiş ilaçları da alsa yine kaçamaz,
ölüm onu her yerde bulur.
İnsanın, Allah karşısındaki aczini
görmezden gelerek dünyaya bağlanması, ölümü ve ahireti kendince hafife
alması büyük gaflet halidir. Ölümle birlikte onunla gidecek olan, dünya
hayatında bağlandıkları değil, dünya hayatında yaptığı iyi ve kötü
amelleri ve erteledikleridir. Onu gerçek muhteşem hayata kavuşturacak
olan ise yalnızca Allah’ın hoşnutluğu için yaptıklarıdır.
Kur’an,
insanları henüz yaşıyorken ve zaman varken iman etmeleri için,
ahiretteki sonsuz azaba karşı uyarır. Ve Peygamberimiz(sav)’in "Rabbim
gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak
bıraktılar." (Furkan Suresi, 30) ifadesiyle şikayet ettiklerinden
olmamak için sımsıkı tutunmamız gerekenin ne olduğunu haber verir:
Şu halde, sana vahyedilene sımsıkı-tutun; çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin. (Zuhruf Suresi, 43)
(
Neye Sımsıkı Tutunuyorsunuz başlıklı yazı
fuatturker tarafından
14.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.