Tütmesin
şehrimde hüsran, kahrı bozsun Bâkiler.
Bitmesin
mecliste meşkler, nûru süzsün sâkiler.
Bağbanım gül
toplasın hep, kalmasın hiç çâresiz;
Uykudan
kalksın nigârım, solmasın hiç cemresiz.
Elde gülsün
nur zikirler, köşke bühtan doğmasın;
Kor şafaklar
çağlıyorken, cânı katran sağmasın.
Çağlayıp
dursun gülistan, neşve yığsın bülbülüm;
Zerk edip
dursun letâfet, derdi yıksın sümbülüm.
Olmasın
kasrımda kâbus, sermeyin müşkülleri;
Titreyen
poyrazla sık sık bozmayın kâkülleri.
Kahreden mâtemle
yaklaştırmayın şeytanları,
Kalmasın
mecliste fettan, üzmeyin mestanları.
Aşkı süzdürsün
güvercinler, boyansın mâbedim;
Nefse
zincirler vurulsun, canda bitsin külfetim.
Sâkinin câmında
sık sık tütmesin katranlarım,
Bâki’nin
şevkiyle bir bir çağlasın dermanlarım.
Yandığım şehrimde,
kasvetlerle mâhir solmasın;
Takvimim
yağdırmasın kor, canda hicran kalmasın.
Kahrolan Pervâne
yaksın şimdi yangın mesnevi;
Simsiyah deryâm
uyansın, şimdi olsun masmavi…
(fâ i lâ tün /
fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / )