ŞEYTAN TAŞLAMADA İZDİHAM
Senensini tam hatırlamıyorum.1984 veya 1985 yılarından birinde saudı arabıstan da çalıştıgımız şirketimizden izin alarak hac vazifemizi yerine getirmiştik. Hac günleri çok sıcaktı. Biz arife gününden bir gün önce Ciddeden akşam üstü hareket edip gece yarılarında arafat dağına çikmiştik. Çok sıcak vardı. Arafa günü boyunca hem memleketten gelen hacılarımızı bulmuş görüşmüs, hemde vakfemizi yapmıştık. Akşam güneşin batımıyla birlikte, aracımız olmadıgı için yorucu bir yürümeyle müzdelifeye indık akşam ve yatsı namazını cemi takdimle kılıp duamızı yaparak asfaltın üzerine battanıyelerimizi serip bıraz uyuduktan sonra sabah namazını eda edip yaya olarak munaya şeytan taşlamaya hareket ettik. Şeytanı taşlayıp, oradanda yaya mekkeye gelip devafımızıda yaparak ıhramdan çıktık. Hac görevimizi yerine getirmenin huzuru ile mina ya gelip ıstırahate çekildik. İki gün daha kalıp şeytan taşlayıp görevimiz sona erecekti.

          Sonraki gün şeytanı yine arkadaşlarla beraber taşlayıp dinlenme bölgemize geldik. Çok kalabalık ve izdiham vardı çok yorulmuştuk. O zamanlar şimdiki gibi her yerde su tuvalet ve düşlar yoktu. Suyumuzu şişe suyu olarak çantalarımızda taşırdık. Bitince en yakın bir yerden alır çantamıza koyardık. Havalar çok sıcaktı. Dört gündür dogru dürüst düş almamıştık. Arkadaşlarla karara vardık. O akşam Ciddeye geldik. Dört gün sonra rahatlıkla banyo yapıp yatakda yatmanın keyfini yaşadık. Güzelce ıstırahat edip sabah gidip son gün şeytanı taşlayacakdık. Arkadaşlar sabah kalkıp erken gittiler. Şeytan öğleden sonra taşlanacağı için ben geç gittim. Şeytan taşlanacak yere mina bölgesine vardıgımda ikindi olmuştu. Bismilla deyip yola girdim son gün oldugu için müthiş bir kalabalık vardı. Birinci şeytanı taşladım. Çok kalabalık olmasına rağmen iyiydi. İkinci şeytanı da yine izdiham olmasına rağmen taşlayıp, üçüncüye dogru yola devam ettim. Tabiki gidenler bilir 60 metreden geniş bir köprü ve üstü iğne atsan yere düşmez misali insan seli.

        Üçüncü şeytan diğer bir deyimle büyük şeytanı taşlayacaktım ve görev bitecekti. Müthiş bir kalabalık vardı. Tabiri cahisse insanlar sel olup akıyordu. Temsili şeytan sütününe taşları atabilecek kadar  yaklaştım. O kadar kalabalık varki ilerlemek mümkün deyil. Kendimi kalabalığa bırakdım. Zorda olsa taş atabileceğim yere geldim. Taşları attım. Tam bu iş bitti derken, bir bağrışma çığrışma ile bir insan selinin bize doğru aktığını gördüm. Yapacak hiç bişe yoktu. Beklenmeyen bir şeydi ve kemdimi bu izdihamin içinde bulmuştum. O zamanlar zayıfım 58 kiloyum. Yanı gücüm o kalabalıga dayanacak gibi deyil. Herkes çıkmak için önüne geleni itip geçmenin peşinde kimse kimseyi korumuyor. Bir ara o kadar sıkıştım ki, artık boğuluyorum dedim. Sıyah kuvvetlı afrıkalı kadın erkek öyle bir hucumla bastırıyorlarki, bunu görmeyenler bilemez. Buralarda olan izdihamlar belli bir alanda olur 50 metre ilerdeki onu hissetmez çoğu zaman.
  
       Yapabilecek hiç bir şeyim kalmamişti. Artık kendimden umudu kesdim. Hiç bir tarafa gidemiyordum ve o kadar sıkıştırmışlardiki nefes alamıyordum. Bir bayanın dirseği boğazımın altına gelmiş habire bastırıyor. İlerleme olsa kurtaracam ama her taraf kilitlenmiş. Benim için her şey bitmişti. Bize hep anlatırlardı, izdihama düşerseniz sakın alta iniş yapmayın. En telikeli olandır diye. Ama ben üste çıkamazdım. Sağa solada asla kığpırdama yok ve boguluyordum. Bu anlattıklarım çok kısa bir an ve sürede olan şeyler. Çok anı bir kararla en zor ve telikeli olanı yaptım. Başka çarem zaten yoktu ölüyordum nasılsa. Ayaklarımızın altında ınsanlar vardı. Bunu anlıyorduk. Ben kendimi aşagı çekerek yere indim. İnsanların ayaklarının arasından bütün gücümle ilerlemeye çalışısıyorum. Bir an dursam ölüm benimle olacak. İnsanların ayakları altında ezililip gideceğim. O kadar bir güc ve kuvvetle ilerliyorumki her ilerlemede gücüm artıyor sanki. Suya dalan bir dalgıç nasıl ilerlerse, insanların ayakları arasında o şekilde durmadan ilerledim. Bir ara insan ayaklarının biraz azaldıgını hissettim. Güclükle deyilde normal gidebiliyordum ayaklar arasından ve bir boşluğa geldim. Hemen ayaga kalktım. Kurtulmuştum. Burada ınsanlar daha az kalabalıktı. Bıraz yürüdüm iyice normale dönmüştü kalabalık. Yolun kenarında bir trayler su dagıtıyordu. Su almak için ona dogru yürüdüm. O esnada düşüyorum gibi geldi bana. Sonrasını hatırlamıyorum.

         Kendime geldiğimde iki pakistanlının uzerime buzlu su döktüklerini alnıma büyük bir buz koyduklarını gördüm. Ne olduğunu hatırlamaya çaliştım. O yorucu uğraştan dolayı çok yorulmuş bayılmıştım. Onlarda güneş çarptı diye gereken her şeyi yapmışlar sağ olsunlar. Hala onlara dua ederim. Biri genç diğeri ise beyaz sakallı bir ihtiyardi. Ayılınca beni oturttular. Nasıl olduğumu ne olduğunu sordular durumu anlattım. Dizlerim ve ellerimin betonda diz üstü yürümekten derileri soyulmuştu. Bana bir büyük şişe su getirdiler su
içtim. Sonra yiyecekde verdiler ac deyilim dedimsede olmaz illa yiyeceksin dediler. Kendimi nasıl hissettiğimi sordular. İyi olduğumu söyleyince vedalaşıp ayrıldık. O bir şişe suyu hiç durmadan içtiğimi bu günki gibi hatırlıyorum. Oradan Yaya olarak mekkeye geldim. Mekkede akşam namazını kıldıktan sonra Ciddeye geldim.Çok sükür büyük bir izdihamdan hafif çiziklerle kurtarmiştım.
           Olayı Cidde de anlattığımda arkadaşlar haberlerde dinledik 30 ölü var dediklerinde şok olmuştum.  Çünkü bende içindeydim ve son anda kurtulm
uştum.

NOT: Olay gerçek anılarımdan ve yaşanmış bir olaydır.

Ek bilgi

Şeytan Taşlamanın Sahih (Geçerli) Olmasının Şartları
1-Cemrelere taşlar el ile fırlatılarak atılır. Taşların el haricinde başka bir aletle atılması veya atılmaksızın el ile cemrelerin üzerine bırakılması geçerli olmaz.

2- Atılan şeylerin, taş, kurumuş çamur v.b. gibi kendisiyle teyemmüm edilmesi caiz olan bir madde olması gerekir. Ağaç, maden ve tezek gibi şeyler atılırsa taşlama sahih olmaz.

3- Taşların her birisi ayrı ayrı atılmalıdır. Hepsi birden atılırsa tek taş atılmış kabul edilir.

4- Taşların atılması gereken yere yani taşlardan örülü sütuna veya çevresindeki havuzun içine düşürülmesi gerekir. Yerine ulaşmayan taşlar geçerli sayılmaz.

5- Taşların atılması gereken yere, atanın fiili sonucu ulaşması gerekir. Atılan taş bir yere düştükten veya çarptıktan sonra kendiliğinden atıldığı yere ulaşırsa geçerli olur. Ancak bir başkasının hareketiyle yerine ulaşırsa sahih olmaz, yeniden atılması gerekir.

6- Taş atmaya gücü yetenin taşları bizzat kendisinin atması. Bir kimsenin bir başkasını kendi yerine taş atmaya vekil tayin edebilmesi için namazlarını ayakta kılamayacak durumda olması gerekir.

7- Taşların belirlenmiş vakitlerde atılması gerekir.

Kanak: www.kaliteliresim.com




( Şeytan Taşlamada İzdiham başlıklı yazı Halil Aktaş tarafından 28.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu