İtaatsizlik Ve Helak
İlahi tebliğ, insanın yaratılışından bu yana Allah’ın elçileri
aracılığıyla insanlara ulaştırılmaktadır. Kimi toplumlar bu tebliği
kabul etmişler, kimileri inkar etmişlerdir. Bazen inkarcı bir toplumun
içinden küçük bir azınlık çıkmış ve sadece bunlar elçiye uymuşlardır.
Ancak
kendisine ilahi tebliğ gelen kavimlerin çoğu bunu kabul etmemişlerdir.
Sadece Allah’ın elçisinin kendilerine getirdiği tebliği dinlememekle
kalmamış, aynı zamanda elçiye ve ona uyanlara da zarar vermeye
çalışmışlardır.
Oysa ki her elçi, kavminden yalnızca Allah’a
itaat etmesini istemiş, müjdeci ve uyarıcılık görevlerini yerine
getirmiş, zorlayıcı da olmamışlardır. Bunun karşılığında kavimlerinden
para ya da herhangi bir çıkar da talep etmemişlerdir.
Tek
yaptıkları, gönderildikleri toplumu gerçek dine davet etmek ve
kendilerine uyanlarla birlikte o toplumdan farklı olarak din ahlakını
yaşamaya başlamaktır.
Yüce Allah Kuran’da, elçileriyle uyardığı
ancak itaat etmedikleri ve nankörlük ettikleri için helak ettiği
kavimlerden birçok ayette söz eder. Şuara Suresinde 108, 110, 126, 131,
144, 150, 163 ve 179. Ayetlerde bildirildiği gibi, gönderilen elçiler;
"Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat edin." diyerek kavimlerini
Allah’a iman etmeye ve itaate davet etmişlerdir. Ancak inkarda direnen
kavimler, sadece elçi ve onunla birlikte çok az sayıda mümin
kurtarılarak, helak edilmişlerdir.
Kuran’da Nuh, Semud, Ad,
Medyen, Lut Kavimleri gibi inkar eden azgın kavimlerin kıssaları oldukça
detaylı anlatılmıştır. Örneğin, bu itaatsiz kavimlerden biri olan Semud
Kavmi’ni uyarıp korkutması için Hz. Salih’in peygamber olarak
gönderildiğinden bahsedilir. Hz. Salih, Allah’ın vahyi üzerine, inkarda
direnen kavmine Allah’tan son bir deneme olarak dişi bir deve gösterir.
Kendisine itaat edip etmeyeceklerini denemek için Hz.Salih kavmine,
sahip oldukları suyu bu dişi deve ile paylaşmalarını ve ona zarar
vermemelerini söyler. Böylece kavim bir denemeden geçirilir. Kavminin
Hz. Salih’e cevabı ise, bu deveyi öldürmek olur. Şuara Suresi’nde, bu
olayların gelişimi şöyle anlatılır:
Hani onlara kardeşleri Salih:
"Sakınmaz mısınız? demişti. "Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş
güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’tan korkup-sakının ve bana itaat
edin. Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; Siz burada
güvenlik içinde mi bırakılacaksınız? Bahçelerin, pınarların içinde,
ekinler ve yumuşak tomurcuklu gözalıcı hurmalıklar arasında? Dağlardan
ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz. Artık Allah’tan sakının ve bana
itaat edin. Ve ölçüsüzce davrananların emrine itaat etmeyin. Ki onlar,
yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyor ve dirlik-düzenlik kurmuyorlar (ıslah
etmiyorlar)." Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin. Sen yalnızca
bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru sözlü
isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir-görelim." Dedi ki: "İşte, bu
bir dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onun, belli bir günün su içme
hakkı da sizindir. Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün
azabı sizi yakalar." Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman
oldular. (Şuara Suresi, 141-157)
Allah, inkar edenlerin
kurdukları hileli düzenlerini boşa çıkarır ve Hz. Salih’i kötülük yapmak
isteyenlerin ellerinden kurtarır. Bu olaydan sonra, her türlü tebliği
yaptığını ve hiç kimsenin öğüt almadığını gören Hz. Salih, kavmine
kendilerinin üç gün içinde helak olacaklarını bildirir. Ve üç gün sonra
Hz. Salih’in uyarısı gerçekleşir, Semud Kavmi helak edilir:
O
zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü
çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar
gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr
etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah’ın rahmetinden)
uzaklık (verildi.) (Hud Suresi, 67-68)
Semud Kavmi, Allah’ın
elçilerine itaat etmemenin karşılığını helak olarak ödemiştir. Yapmakta
oldukları yapılar, sanat eserleri kendilerini azaptan koruyamamıştır.
Semud Kavmi gibi, daha önce ve sonra yaşamış birçok inkarcı kavim
şiddetli azaplarla helak edilmişlerdir.
Onlara, kendilerinden
öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen
ahalisinin ve yerle bir olan şehirlerin haberi gelmedi mi? Onlara
resulleri apaçık deliller getirmişlerdi. Demek ki Allah, onlara
zulmediyor değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Tevbe
Suresi, 70)
Fuat Türker
(
İtaatsizlik Ve Helak başlıklı yazı
fuatturker tarafından
7.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.