Dalgalanan denizde sürüklenen sandaldım Rüzgârla ilerledim nice ülkeler aştım Bazen kâbusla kalktım bazen düşlere daldım Yılmadım yenilmedim zorluklarla savaştım Şimdi yıpranmış eski delik deşik sandalım İstesem yüzer miyim kırılmadan son dalım? Hep imrendim salınan gemilere yatlara Ulaşmak imkânsızdı ama peşinden koştum Aldırmadım motordan fışkıran feryatlara Bazen sindim sularda bazen tufanla coştum Neden küçüğüm diye isyanlara bulaştım Gün geldi şükür ettim sükûnete ulaştım. Yaladım denizlerin bitmek bilmez tuzunu Onca suyun içinde susuzluktan kavruldum Yüreğimde sakladım kuzeydeki buzunu Her an batabilirdim fırtınayla savruldum Gücenmedim hayata dik durmaktı tüm gayem İnancımdı içimde sakladığım sermayem. Çekildim duruyorum sahilde bir kumsala Gece soğuktan donup güneşte yanıyorum Beni eskiten doğa ne yapar ki kum sala Kıymetini bilmedim gençliği anıyorum Koynumda yuva kurmuş türlü çeşit örümcek Zamanla dağılırım kaçınılmaz tek gerçek.
( Sandal başlıklı yazı Afet Kırat tarafından 8/24/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.