Kışa Vururken Adımlarım
ellerimi yüzümde gezdirirken
yüreğim zamana karşı
kaybeden taraf olmanın
hüznünü taşıyor.
tıpkı eylül gibi
kışa vururken adımlarını.
o havaya girmiş saçlarım
şimdi kırılmış aklarla dolup taşmış.
gözlerime kurulan beyazlık
zihnimde ki tedirgin bakışları
vuruyor aynalara,
şüphenin gölgesi düştüğü gün
yaşam; içimde ki dünyaya
karanlıklar taşıdı
toz pembe hayallerimi yıkıp.
uzun zamandan beri
güzel bir söze hasret kaldı dilim.
isyanın öfkesini
nöbete vurmuş aklım,
hala mazide kalmış
yitik günlerin
acısını tadıyor.
canımın sıcak muhabbeti
çoktan kesilmiş damarlarımdan,
zamanın dinmeyen açlığına
yenilip ağlarken,
bir köşeye çekilip
yalnızlığımı kırmaya çalışıyorum.
Ben;
kaderin çamur attığı
yalancı gölge,
ve heveslerine tutkuyla sarılıp
gençliğini günahla yıkayan sefil insan
ölüme damgalanmış
aciz ruhumun sesiyle
sana sesleniyorum;
Sen;
edebin duvarını yıkıp
karşı fırsatlara
idealler yükleyen,
büyülü zaferlerin
sahibi zaman,
al işte her şeyi mi
sana bırakıyorum.
artık bu oyunlara son ver
mimiklerimde fışkıran
bu acı dolu tebessümlere inan.
ah! kelimesine bile
şu an ne kadar çok muhtacım,
her şey boğazıma düğümlenmiş.
bir dileğim var
hayattan kopacağım gün
Rabbim kelimesini
bana çok görme
incinen bedenim
ölürken kıvranıp durmasın.
Bırak şu zavallı yüreğim
sana yeniden kansın,
o geçip giden
günlerin hatırına.
(
Kışa Vururken Adımlarım başlıklı yazı
nevzat-taski tarafından
10.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.