seninle hiç konuşmadan
avlusunda gözyaşı döken
çiçeklerin sessizce gidişini izlesek
(h)iç (h)içe geçerken sustuklarımız
yokluğa tutulsa kaburgalarımız
terleten bir koku, asılı kalmış kavganın göğünde
insanlardan kaçan kuşların, son türküleri koyulaştırırken
geceyi
herşeyi öldüren şu dünyanın acıtan hikayelerini düşünmesek
hiç kimsenin bilmediği bir sırrı anlatsa gözlerimiz
içimizin derinliklerinden topladığımız hüzünler son kez
inlese
belki hazırdır bulutlara saklanan rüyalar yaşanmaya
akrep çağının karanlığını önleyen bir dirençle
bembeyaz sarılsak
bir tarih hatasıdır belki tüm savaşlar
özgürlük şiirlerini
dudaklarımızla alevlendirsek
belki gelecek huyunu değiştirir
devrim olmuş
hürlük şimdiymiş gibi
neyi bekliyorsak en çok öyle öpüşsek
duyuyor musun
kuşların ve çiçeklerin alkış seslerini...