beni kalbinden çıkarma
tenime geçirilen ömür orda dans edebilir
tedirgin kuşları ve kararmış türküleri yaşamın yanılgılarından kurtaralım
güneş devrilirken yeni bir yolculuğa
akşamı yalnız karşılama

beni tutup öp bu gece
şafağın önündeki şu gürgen ağacından topladım şarkıları
müziğe eşlik edecek yeni kelimeler sesimde
burası dekoltem , nihavend mucize
guşe-i uzlet anlarına çağrıdır nabzımın sesi
kulağını daya ses verecek ismin
üzerine suskunluğumu örttüm ,hiç üşümedin
ülkesini buldu, imkansız denilen hep bahar
sükut ve huzur gibi kokar burada gök
buralı kuşlardan dinle sevildiğini
sonsuzluğa çekilen kesiş gibi gel göğsüme
biriktirdiklerini unutur, bayramını bulur bir kadın
bir metropolün gecelere pay ettiği uysal köy düşleri
özgürleşir şakaklarında
mavi bir kelebeğin kanatları, inanmanın şeffaflığında
yaşamın renkleriyle tanışalım , daha ölmem, daha ölmem


aklını, aklıma daya
alnımın neşesini oku
bak kadınlar, hep siyah, hep yorgun
sığınmak haram bize, ağlamak
en çok onlara değer yağmur, kına kokan yağmur
bulut en çok bize benzer, lime lime olmuş çığlık
bu dağların eceleri, kederlerine gelincik dokunmuş
ay doğunca daha bir kadın oluruz, asil ve mağrur

karanlık odalardan çıkamamış çare, ürksede bir kadının acısını bilince
nefes, şafağı karşılayacak daha, daha yaşayacağım bir asır daha
beni yanından ayırma
göğsüne kafamı yasladığımda
dingin akan bir nehri beraber izleyeceğiz
ölümden korkmadan
biraz daha yaklaşarak göğe, biraz daha
hürlüğü keşfedeceğiz ve ışığı
parlayalım daha,daha anlamlı, daha derin
daha sıkı sarıl, daha

beni bu gece yanından ayırma
kitap okuma, televizyon seyretme
mutfağa çay almaya gitme, market kapalı sigaran bitmesin, çok içme
yanımdam hiç kalkma
kimseye nasılsın diye sorma, telefon açma
tepesinde tek gözlü, sivri dişli, kamburunda karanlığı taşıyan gece
ansızın hayatımı deşen gece
bilinç ağrılarım kabus kıyafetini giydi
mezarlarından çıktı hiç gülmeyen hatıralarım
hazin bir hışırtı öyle korkutuyor ki beni
nasıl ürkünç tiyatro bu böyle
beni bu gece yanından hiç ayırma
yüzümü avuçlarının arasına al
adımı söyle ve hep konuş
denizlerde taş sektiren çocukluk hatırında kalmış mı, bul çıkar
küstüğüm sırları topladım geldim
daha ölmedim, daha ölmedim...
( En Çok Kuşlar Korkar Yalnızlıktan başlıklı yazı NilgünArıkan tarafından 2.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu