Şiirin Hikayesi:
………………Benim garipliğim Orhan Veli’den
gelir.İlkokul 3. sınıfta öğretmenim şiir yazmamızı istedi.Şiir kim biz
kimiz.Birbirimize yabancı.”cep delik,cepken delik, kevgir mi oldun, be
kardeşlik” imdada yetişti de öğretmenim alkışlattı beni.Utana sıkıla benim
olmadığımı şuradan yazdığımı söyledim.Öğretmenim bir daha alkışladı.Doğruyu
söylediğim için.Örnekleyip hep böyle olmamızı istedi.
………………İkinci garipliğimse:Ortaokul sıralarında
saz çalmak istedim.Kimsenin kılı kıpırdamadı.Öğretmen okulunda istedim
hakeza.Öğretmen olduktan sonra bunun acısını çıkardım da o hevesimi de kaçırdım…
………………..Köyden çıkıp
şehirde bir öğretmenin sazsızlığını içe atmasının tepkisi bağlama yapmaya
yöneltti. İleri sözle inanarak söylüyorum.Dünyanın en güzel sazları benim
oyuncaklarım.Çocukluğumda ki bastırık duygu Arşimet’in tası gibi Sukabağımla
yüzüyor şimdi.
…………………Balaban’ı sevişimde
buna dayanır.Okumamış bir kader kurbanı Nazım gibi dünyanın tanıdığı bir ozanın
yanında geçer.Onun çizgisini öne çıkaran usta benim gönlüme taht kurarlar. Şair
Baba ve Damdakileri okurken bunları düşündüm.Alın size yeni bir pencere. Mani
gibi garip,manidar ozan efem “güzel”leri…
Kelepçesi Kolyeden
kelepçesi kolyeden
zefirden köstekleşip
kepçesine yol eden
zifirden destekleşip
karanlığına perde
yaşadığı her yerde
başı salınca derde
kafirden istekleşip
ışık olduğun belde
ayaz poyrazı yelde
damı gurbetin elde
safirden kötekleşip
bir can bir cana aşır
karlı dağından taşır
ister gül ister şaşır
kefirden tetikleşip
nazımla bala bandı
o ressam balabandı
ozan efem abandı
sefirden betikleşip
zifir:zehir,acı,kendir yağı
zefir:çizgili,ince,pamuklu kumaş
kefir:mayalanmış sütten yapılan
içit sefir:elçi
safir:gök yakut sifir:yağ
bulaşığı
280912denizli