Bunu duymaları gerekiyor? Çok komik çünkü.”

Neyi Yiğit Karan, dedim.

“Babam uçağa binmekten korkuyor.”

Donakaldım.

Şaşakaldım.

Kalakaldım. Diyemedim hiçbir şey!

 

“Bunu duymaları gerekiyor? Çok acı çünkü.”

Neyi Yiğit Karan, dedim.

“Babam savaş çıkmasından korkuyor!”

Baka kaldım.

Tukaka kaldım.

Bu ka olur kaldım. Diyemedim haklısın Yiğit’im!

 

Savaş çığırtkanlığı, savaş bezirgânlığı, savaş tacidarlığı… Allah bu ülkeye savaşın yüzünü göstermesin. Savaşın bahçede oynanan bir oyun olmadığını herkesin bilmesi gerekiyor.

            “Savaşma seviş” sloganı bir döneme damgasını vurmuştu.

Biz savaşma ama seviş de demiyoruz. Sadece açık ve net bir şekilde; “Savaşma!” diyoruz.

Bu savaşın galibi yok.

Bu savaşın manası yok.

Bu savaşın düşmanı yok.

Can pazarıdır savaş, haklı kim haksız kim? Sadece semadan bombalar yağar canlar üzerine, telef olur insanlar, harap olur şehirler, virane olur gönüller. Baykuşlar şad olur bu halden, tat alır vampirler vaziyetten, katlanır zevkleri düşmanların.

Bu neyin savaşı?

            Kimin savaşı? Bu savaşın dini yok, dili yok, aklı yok, kalbi yok, imanı yok, izanı yok!

            Alaşağı olduğunda bir adam, baş aşağı olduğunda, kaşlar öne döküldüğünde, başlar öne eğildiğinde, insanlar öldüğünde toplu olarak, çocuklar yaralandığında, elsiz ayaksız kaldığında birileri kazanan kim olacak acaba?

Bu maçın kazananı yok sayın okur.

Bu savaşın muzafferi olmayacak.

 

“İnsanlar neden savaşır baba?” dedi Yiğit Karan.

“Canları çok ki savaşırlar.”dedim Yiğit Karan. “Mala kıymayan cana kıyabiliyor her nedense?” diye devam ettim ukalaca!

Savaş gelirse rahat biter.

Ekmek yiter.

Su tükenir.

Evler yıkılır, bağlar bahçeler tarumar olur.

Hayvanlar kırılır, canlar yiter. Kazansan da mağlupsundur oysa!

“Bunu duymaları gerekiyor? Çok yazık çünkü.”

Neyi Yiğit Karan, dedim.

“Savaşta en çok çocuklar ölüyor baba!”

Kanım dondu.

Gözüm döndü.

Nevrim geldi.

 

Savaşı büyükler başlatır, ölen çocuklar olur çoğunlukla. Bombaların düştüğü yerde ölenler çocuk ve kadındı. Biz bu ülkeyi onlara vermek üzere emanet almadık mı?

Savaşma diyor kitaplar, savaşma!

Ölüme bulaşma!

Karşıda da çocuklar ve kadınlar var.

Yani bir savaş uğruna çocuk ve kadınları öldürmeye değer mi?

Bir insanın canından daha mı değerlidir koltuklar?

Bir çocuğun canından daha mı kıymetlidir silahlar?

Öyle alın başınıza çalın koltuğunuzu.

Silahınızı alıp kendinizi vurun.

Kafalarda oluşturulan sınırlar kalpleri de sarmış sarmalamış. Coğrafyaları çizenler insanları da çizmişler. Topraktan yaratılan insan savaşta dökülen kanla çamurlaşır.

Barış her şey için, herkes…

Olaya bu yönde karış.

Yoksa durum kötüye hızlı bir varış olacaktır.

Savaşı insanlar çıkarır.
İnsanlık kaybeder!”
Galibi yoktur savaşların. Mağlupları vardır. Kayıpları binlerce,

ayıpları çokça! Bir insan çıkartır savaşı bütün insanlar öder faturasını. Bir kibrit kocaman bir ormanı yakar kül eder, bir ağaç milyon kibrit olur, çoğaltır.

Savaşa hayır diyorum barışa evet.

Halkların kardeşliğini istiyorum.

Bu coğrafyanın huzura ermişliğini…

Düşmanlığın ortadan kalkmışlığını, hesapların silinmişliğini istiyorum.

 

“Bunu duymaları gerekiyor?  Çok hazin çünkü.”

Neyi Yiğit Karan, dedim.

            “Savaşta kazananının olmadığını…” Elde güç olsa ne kadar güzel olur barış uğruna feda edilir, kalpteki donanım, beyindeki mantık yeterli olursa savaş olur mu acaba?

            Savaşa hayır diyorum, barışa kocaman bir evet çekiyorum.

            Dünya insanlarının kardeşliğine inanıyorum, birlikteliğine, benzerliğine…

Bombalar, mermiler, uçaklar, tanklar, savarlar.

Öte dünyada bir güzel sizi baştan ayağı savarlar.

 

“Bunu duymaları gerekiyor?  Çok hazin çünkü.”

Neyi Yiğit Karan, dedim.

“Barışın bir el uzatımlık mesafede olduğunu… Ama kimsenin elini uzatmadığını…”

Bana bir hal oldu.

Bana bir kal geldi.

Ah le yâr yâr!

 

( Savaş-ma başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 4.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu