Herkesten ve her şeyden farklı duruşun

Kusur bulacağım bir tarafın yok!

Yarın bir gün bıkmayacağım da senden.

Korkuyorum…

Bu yüzden hep uzak durmaya çalışıyorum.

Sana bağlanırsam gidemem.

( gidemiyorum )

 

Eskilerin dediği ince hastalık mı bu acep?

Sana bağlandım; yüzünü buruştursan bile canım acır.

Aşk var, iman ettim “sayende” buna…

 ( Saye; gölge demek )

 

Aşk sana baktıkça karın ağrısıysa,

Nefesinin kesilmesi, gözlerimi kaçırmamsa,

İmanım namazda, aşığım sana.

 

Adını, sanını, kim olduğunu bilmediğim dudakların…

Varlığına “tapar” gibi kapanıyor gözkapaklarım.

Sana benzeyenler hep canımı acıttı,

Sende yakarsın duyuyorum.

 

İçimdeki çocuğun yaramazlığısın,

Dilimdeki “coşkuyu” mazur gör n’lur.

 

C  andaki cenin düşer bilmeden yüzümden,

O lanlara katlanmanın sancısını bir bilsen?

Ş ok olacağını, belki de benden korkacağını fark edersin.

K im bilir apar topar gidersin!

U zun uzun ölmek istiyorum koynunda oysa.

N e derlerse desinler, ayıpsa ayıp – umurumda değil.

 

Bir sarılsam sana,

Hatta başımı yaslayıp omzuma, hıçkırsam ürkekliğimi…

Kokun karıştığında kokuma “Amor” diyecekler olanlara.

Eros ’un şaşkınlığı belirecek gökyüzünde, inan.

Tüm Aşk Tanrıların işvesi yok oluyor içimde.

 

Yüzümün yansıması ile suyun yüzüne;

Dalgalansan diye bekleyecek adamlığım.

Memnunum suyunda can vermeye

Seni sevmek, ölümü bahşeden bir gerçek ‘istemesem de.

 

Keşke öyle olmasa, utandırsan beni?

Gerçekten çok sevsen…

Bilsen, ah bir bilsen…

Acıkmak, susamak, ekmek gibi; ihtiyacım var aşkına…

Üzerimi bereketinle örtsen…

 

Hem mutluyum hem de mutsuz.

Kırılacak kanatlarımın ağırlığı var üzerimde.

Açıkçası aklım başımda değil şuan,

Aşk aklı baştan alır derler, doğru: duygularımı alt üst etsen de

Karışıklığımın sebebi iyi ki sensin diyorum kendime.

 

 

Şu kısa zamanda nasıl sahip oldun ömrüme.

Leyla’nın kadınlığını yaşadım ( sayende )

Mecnun’un cesareti büyüdü ( gölgemde )

En çokta Züleyha eyledin beni.

Tek dileğim,

Yusuf gibi kuyularda bırakma beni.

 

Amma öyle olmayacak!

Ansızın gideceksin.

Buna izin vermeyeceğim.

İzin vermeyeceğim son nefesimi katletmene.

 

Ben sadece “aşık” bir adam olmak istedim.

Aşk ile kanayan yaralarımı “aşk ile…” kuruttum.

Sonra imanı aşk olan bir yazgıya dönüştü ömrüm.

Seni tanıdım.

Anlıma yazıldı aşk, aşk örttü ayıplarımı.

 

Bu amansız büyüyü bozmana müsaade etmeyeceğim.

Bana yaşattıkların kimsenin yaşatamayacakları kadar özel.

 

Adımlarım hep senin izini bırakacak ardında.

Gün gelecek hafızandan silinecek adın.

 

Sayende bir ömür sona erecek

Gölgende dualar okuyacağım toprağıma…

 

Şimdi ve sonrasına dair ne varsa

Kimse dokunmadan, sen  – seni alıp gitmeden,

Seni ve içimdeki Aşk’ı tarih kılıyorum.

Bundan sonra hayatımın miladısın unutma.

Seni seviyorum.

 

 

 

( İnce Hastalık başlıklı yazı Emrah Saglam tarafından 16.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu