ilkbaharda
bin dokuz yüz kırk üçte
açlık yılları
Allah kahretsin emi
açıkta olan
beş kuruşluk ekmeği
beş kuruş peynir
denk gelsin açlığına
adem babanın
yüzü domuz derisi
biraz yiyince
açıldı gözü gönlü
ellerine bak
kirli nasırlı eli
sarıldığında
sıkabilir boğazı
hemen çizince
resimde ki gördüğü
açlık gizince
dışarıda sürdüğü
bir biti bırak
günde binlerce sirke
birin öldürsen
kaşısan bit biter mi
bitler sarınca
yıkmış adem babayı
nerede insan
öldürdüler ademi
bir
lokma
ekmektir
düşlerinde
gördüğü umut
özgürlüğü yoksa
karınca gibi olsan
taşırsın kendinden iri
kuş uçtukça özgürleşirdi
gel de uç uçabilirsen hadi
özgür canlı taştan alır ekmeği
ya tutsak olanı bir lokma için
berber olmak ister izin dileği
yoksula dolanı bir lokma için
şair babasından tanıtır önce
berber olacağı konuştuğunca
müdüre söylesen danıştığınca
gidip tanıtırsan bir lokma için
öfkenden ayrıldı Tahir gibiydi
gözüne büyürdü mahir gibiydi
düş gerçek arası zahir gibiydi
söylesen yanıtı bir lokma için
kırkarak öğrendi berberliğini
makastar sevince teberliğini
makine içinden geberdiğini
görünce bitleri bir lokma için
makine dişinde kan izleri var
ısırdığı yerden ateşlenir har
istese bir türlü gelir mi bahar
ozan efem yasın bir lokma için
171012denizligülcebahçe