onüçtemmuzikibinonbir
mesnevî
(fe‘ilâtun fe‘ilâtun fe‘ilâtun fe‘ilun)
üsküdar! amma ‘acâyib, ne mükemmel bir yer!
kule, masmâvi deniz, eskice evler, kediler…
hepsi bir ayrı güzel, ayrı nefîs, ayrı şeker.
kim demiş “hepsini seyretmeğe bir ‘ömr yeter.”?
güneşin yaktığı tuz gönlümü ordan oraya
uçurup mahvediyor. sonra da tekrâr buraya…
buradan başkadır elbet bu sitanbul şehri.
bulamaz kimse boğazdan daha şûh bir nehri.
kuleden karşı bi’ kumpir yemek isterdim de,
onda kaybolmanın az özlemi var derdimde.
balık-ekmek ne güzel koktu be! cânım çekti.
nâzlı deryaya olan hasrete hasret ekti.
az ilerdeydi yosun tutmuş o mağrûr ma‘bed.
bu yosun öyle parıldar ki, sanırsın: ahmed.
kıyıdayken tadı bir başka olur pencuse’nin.
üsküdar! karşı konulmaz bi’ tadın var be senin.