Yarın yirmi dört kasım öğretmenler günü.
Yine onlara şiirler yazılacak. Hediyeler alınacak. Ve tüm yurtta çeşitli kutlamalar yapılacak.
Her zaman özel günlere karşı olmuşumdur. Aynı hislerim yirmi dört kasım içinde geçerli.
Klişe bir söz gibi gelecek belki ama, ben diyorum ki, sevgili öğretmenlerimizi sadece bir gün hatırlamayıp.
Sadece bir gün onlara sevgimizi anlatmamalıyız.
Ama yine de çoğu zaman unuttuğumuz sevgili öğretmenlerimizi
bir günde olsa hatırlamak adına belki de bu günü kutlamakta
fayda var.
Cumhuriyetin kuruluşundan beş yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk’e Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 günü “Millet Mektepleri Baş Öğretmenliği” unvanını verdi.
24 Kasım 1928'de yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince, yurdun her köşesinde Millet Mektepleri açılmış, halka yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.
Atatürk bu çalışmalara "Millet Mektepleri Başöğretmeni" sıfatıyla katılmıştır.
24 Kasım 1981 yılında ise bu günün öğretmenler günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir.
Öğretmenlerimiz Atatürk’e “Başöğretmen” sıfatının verildiği tarih
olan yirmi dört kasım tarihinde eli üç yıl sonra hatırlanmış ve onlara "kendilerine ait kutlanacak bir gün armağan edilmiştir."
Şimdi biraz öğretmenin Kurtuluş savaşında ve sonrasında
Cumhuriyetteki önemine değinmek istiyorum.
İzmir’in işgal edildiği günlerde Milli Kongre Cephesini öğretmenler
kurmuşlardır.
Yurdumuzun düşmanlar tarafından işgal edilmesine karşı duyulan öfke, Sultan Ahmet Mitingi ile dünyaya duyurulmuş.
Bu miting aynı zamanda öğretmen olan değerli yazar Halide Edip ADIVAR öncülüğünde düzenlenmiştir.
Ülkenin kurtuluşunun bir eğitim ordusu ile olunacağı düşünüldüğü için Balkan Savaşı’na ve Çanakkale Savaşı’na öğretmen okulu öğrencileri alınmamıştır.
Ancak kaynaklar incelendiğinde bu kaidenin dışına çıkabilmiş bazı öğretmen liselerinin var olduğunu görüyoruz.
"Çapa Öğretmen Okulunun öğrencilerinin bir çoğu Çanakkale Savaşlarına hocalarıyla birlikte katılmış ve şehit olmuşlardır.
Bu durum Çanakkale Savaşlarının sürdüğü sırada savaşa gönüllü katılımların hayli fazla olduğunu ve hatta bu konuda bazı okulların devletin çıkarmış olduğu kanun ve yönetmelikleri dahi hiçe sayarak vatanın bağımsızlığı için savaşa katılmış olduklarının kanıtıdır.
Çapa Öğretmen Lisesinin Çanakkale savaşına katılması vatan toprağının korunmasının her şeyin üzerinde tutulduğunu gösteren manidar bir örnektir.
Çanakkale cephesine öğretmen ve öğrenci gönderen diğer okulların isimlerinden bazıları şöyledir;
Edirne Lisesi, Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi, İstanbul Tıp Mektebi, İstanbul Lisesi, Hukuk Mektebi ve diğer bir çok okul, Çanakkale cephesine öğretmen ve öğrencileri ile birlikte katılarak
vatan toprağının ne denli kıymetli olduğunu gözler önüne sermişlerdir.
Atatürk öğretmenlerin bu çabalarını biliyordu. Bu nedenle "Ulusları kurtaracak yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” diyerek öğretmenleri yüceltmiştir." (Kaynak: Erhan Metin, Sözün Bittiği Yer
Çanakkale, Mart 2008, s. 92-93)
Cumhuriyet öğretmeni deyince; yirmi üç aralık bin dokuz yüz otuz tarihinde kendisini "Mehdi" İlan eden Cumhuriyet düşmanı Derviş Mehmet ve arkadaşlarının katlettiği Asteğmen Öğretmen Mustafa
Fehmi KUBİLAY'ı da anmadan geçemeyiz.
O kahraman bir Cumhuriyet öğretmeni, bir Mustafa Kemal askeriydi.
Kendilerinde, Allah ile kul arasına girebilme yetkisi olduğunu ileri sürebildikleri bir saygısızlık ve hedeflerinin ne olduğunun bilincinde
bile olmadıkları bir cahillikle cumhuriyetimize karşı ayaklanan bu uygarlık düşmanları karşısında Kubilay öğretmen bir anıt sağlamlığı ile durmayı başarmış. Gericilere karşı koymak adına şehit düşmüştür.
Yüce önderimiz Cumhuriyetimizi gençlerimize, gençlerimizi de değerli öğretmenlerimize emanet etti.
Onun bu emanetine sahip çıkan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür
nesiller yetiştirecek olan Cumhuriyet'in öğretmenlerinin,
öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor, önlerinde saygı
ile eğiliyoruz...
Armağan
Bu gün yirmi dört kasım yüreğimdir armağanın
Bir demet çiçek olsam gelsem sana
Tüm çiçekler kıskanır eşlik etmek ister armağana
Bir türkü olup gelsem sazımda bağlamam da
Diğer türküler kıskanır aşıklar diyarında
Ya da bir şarkı olsam; Karar vermek zor makamına
Söz geçirilmez söz geçiremem ki notalara
Dünyanın bütün çiçekleri toplanmalıyız bu gün
Bütün türkülerle yaşatmalıyız sana müstesna bir düğün
Ve bütün şarkılarda her makam da anılmalı günün
Emsalsiz çiçekleri sunmalıyım sevgi bağımdan
Türkü olup çağlamalı yürek dağımdan
Şarkıları gönül makamımdan söylemeliyim sana
Bayrak bayrak vatan vatan atan mukaddes yüreğine
Öğrettiğin marşlarla gelmeliyim
Gelmeliyim Vatan ve Cumhuriyet sevgisiyle…
İki bin on ikinin/yirmi üç
Kasımı/İSTANBUL
Mehmet Fikret ÜNALAN