Sitemizin değerli Editörü Sami Biberoğulları yaklaşık on gündür muhtemelen bir böbrek rahatsızlığı nedeniyle yüksek ateşle hastanede yatıyor, kendisine acil şifalar diliyorum
Sen sağcısın ben solcu.
Sen Beşiktaşlısın ben Galatasaraylı
Sen çirkinsin, ben yakışıklı :)
Sen nesirde çok iyisin, bense sanırım şiirde biraz daha iyi, yani ilham yönünden.
Zaman zaman kavga ettik seninle, hatta sana küstüm, sense gıcıklık yaparsın, ama küsmeyi pek
beceremezsin.
Bir kere yüz yüze görüştük seninle, o da İstanbul'da bir şairler toplantısında, doğruyu söylemek gerekirse ilk izlenimim suratsız bir adam ama güzel şiir okuyor şeklindeydi, çünkü o gün toplantıya katılan her şair birer şiir okumuştu.
Sonra bir gün yollarımız Edebiyat evi ailesinin editörlüğünde kesişti. Birlikte karar aldık fazla uç şiirlere müsaade etmeyeceğiz diye, sitenin düzenini sağlamakta başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca sevmeyenimiz olsa da genelde seviyor site sakinleri bizi.
Ben hastalandım yaklaşık üç yıl önce ağır bir ameliyat geçirdim, tüm site üyeleri ve Adem hocamız gibi sende desteğinizi esirgemediniz.
Ama bizim farklı bir hukukumuz vardı. Yıllardır hiciv şiirlerinde seninle atışmalar yaparız, hatta atışma yerine çatışma bile denebilir. Ne ben sana kırıldım bu şiirde ne de sen yüce gönlünle bana kırıldın.
Hata bazı zaman o kadar sertleştik ki ve de restleştik ki, diğer şair arkadaşlar korktular, bir sıkıntı çıkacak diye, ama biz racon bu sıkıntı yok dedik hep ve her çatışmanın sonunda şiirle kucaklaştık.
Ve bazen o kadar ileri gittik ki bu hicivlerde bir birimize ölümü bile yakıştırdık ( Tabi ki asla bu gerçek dileğimiz olamazdı) en son sana yazdığım şiirde hoca seni gömeceğim demiştim, sense cevabında "Sami seni dörde katlar, Söyle nasıl gömeceksin?" Diye cevap verdin.
Tövbe bir daha her şeyi yazarım ama, ne Azrail'den, ne ölümden söz etmem, kafan kırılsın derim,
ağzın eğilsin derim, saçın dökülsün derim, ama asla öl demem :)
Bir ara bekarlığına takmıştım kafayı, eh şükür o da oldu, yengemle yeniden birleştirdiniz
hayatınızı, peki bu neyin hastalığı yahu, ne gerek vardı buna ?
Bayram öncesinden beri hastanede yatıyorsun, durumunun iyiye gittiğini biliyorum, hemen
her gün telefonla görüşüyoruz, yine de endişeleniyorum.
Sakın, sakın ha ölme koca tarihçi. Yahu seni hiç sevmediğimi sanırdım :)
Ama ne çok seviyormuşum be adam, bu satırları yazarken gözümden yaş geliyor dersem inanır mısın?
Tez zamanda iyileş ve aramıza dön, bu site ne sensiz, ne de bensiz olmuyor, daha doğrusu ikimiz birlikte olursak her şeyin tadı çıkıyor.
İnşallah kısa zamanda iyileşeceksin ve o illeti bir daha elinde görmeyeceğim, duymayacağım, o hain dumandan uzak kalacaksın.
Evet ne diyordum seni seviyorum, koca tarihçi, seni seviyorum Sami hocam
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
(
Geçmiş Olsun Koca Tarihçi-sami Üstadım'a başlıklı yazı
MehmetFikret tarafından
20.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
