Sevgiyi çizmiştim, yürek tahtıma
Fazlayı verirdim, zengin değilim
Ayrılık bestesi, düştü bahtıma
Dağlarda gezerim, engin değilim
Heybeme almışım, onlarca yükü
Elimde kırık saz, dilimde türkü
Çıkarız meydana, söyleriz belki
Ben garip ozanım, dengin değilim
İnsan dediğimiz, bilinmez bir sır
Tanımadan geçer, kocaman asır
Andıkça kanıyor, yüreğim nasır
Yine de kimseye, dargın değilim
Baharlar gecikti, zemheri gönlüm
Kurudu yüreğim, çöllere döndüm
Düşsem de dostlarım, yanımda sandım
Yine de küsmedim, kırgın değilim
Emekler pul oldu, zaman değişti
Nefis otağ kurdu, mekân değişti
Pembe vaatlerle, yalan değişti
Şeytanın peşinde azgın değilim
Unuttu peşimden, koşan adamlar
Yolumda hep tuzak, durur idamlar
Gittikçe azaldı, düştü adımlar
Aşkın dergâhında, yorgun değilim
Çaresiz beklerim, gelecek yine
Boş yere kapılma, nefrete, kine
Bir gün bakacaklar, ağlayıp düne
Her zaman ordaydım, sürgün değilim
İçimdeki yara, vicdanım benim
Sevaplarla dolsun, amel defterim
Dayadım sırtımı, Allah’tır Kerim
Ondan gayrısına, vurgun değilim
Zekeriya dünya, imtihan yeri
Sırattan geçmezse, bırak her şeyi
Ahreti bilenler, olur mu deli
Seslendirme: Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep
Kasım/2012