.
Bir gece daha yaklaşıyor,
Yalnızlığıma, koynuma eş..
O gece ki;
En derin yaraların sancılı kıvranışlarına şahit bir eş.
Hastalıkların ve aşkların,
Dinmez sızılarına tuz basan hain bir eş.
O gece ki;
Biçare gönlüme,
Kınından hançerleri çekilip saplanan gerçekleri,
Suratına bir tokat şiddetinde inen hain bir eş..
Yalnızların iç acısı, âşıkların sığınağı,
Yorgunların durağı…
O gece ki;
En içli şarkıların mırıldanıldığı,
En kahırlı mektupların yazıldığı,
Yürek acıtan mısraların sıralandığı,
Ve en sinsi duyguların son durağı.
Yüreğin parça parça kanadığı.
O gece ki;
Sancılı kıvranışların, kimselerin duymadığı,
El açılıp duaların okunduğu,
Ağlanıldığı, haykırıldığı,
Yalan bakışlara,
Yalancı kolların yamaçlarına sığınıldığı…
O gece ki;
Dört duvar sana bakıp,
Gölgelerle oynaşıldığı,
Yarınların umuduna sarıldığı,
...ve en çilekeş zamanlarda,
Mutluluk oyunu oynandığı..
O gece ki;
Alacakaranlığın kollarına sarıldığı,
İçini bitmek bilmeyen kederlerin çığ misali çoğaldığı
Ve kurtulmak istendikçe batıldığı,
Çırpındıkça boğazına daha sıkı sarıldığı,
Sımsıkı bir elin yüreğini kanattığı..
O gece ki;
En büyük sevdaların gamlı yaşlarının akıtıldığı..
Sebepsiz, nedensiz,
Niçinsiz içinin daraldığı,
Bir haykırışla bağırmak istediğinde,
Sesinin kısıldığı…
O gece ki;
En sevgiliden daha sevdalı,
Yakanı hiç bırakmadığı,
Bir gölge gibi ardına takıldığı..
Yüreklerin alabildiğine kanadığı
ve defalarca ölüp tekrar yaşandığı.
O gece ki;
Tan vaktiyle ruhunu huzura bıraktığı
ve öylece canına yapışmış,
Seni hiç bırakmadan yarınlara yatıldığı…
O gece ki; dargın, kırgın, yorgun kollarıyla bizi sarmış.
Bir gece daha yaklaşıyor,
Yalnızlığıma koynuma eş.
Ayşe MANAV
.