—Seni çok sevdim Küçüğüm, bana inansaydın ölmeyecektim bugün. dedi adam can verirken sevgilisinin kollarında.

Yarası derindi, kalbindeydi.

Tam 5 sene evvel sevgilinin ağzından çıkan ağır sözlerden dolayı vurulmuştu.

Bugün vurulduğu yerdeydi.

Onun yanında.

Vasiyetiydi onu görmek, son bir defa dokunmak, son bir defa konuşmak.

Yaşatmak varken öldürmek ne kadar da kolaymış meğer!

—Biliyorum, dedi kız çaresizce…

Adam öldü doyamadan sevdiğine.

—Çok geç kaldım affet beni! diye haykırıyordu kız.

—Çok geç kaldım affet beni! Adam duymuyordu artık.

Kız güldü ağlanacak haline katıla katıla güldü.

Çok güldü.

Çok.

Gülerken ağladı.

Çok ağladı hıçkıra hıçkıra hıçkırıklar içinde.

Çok.

Yok öyle ağlamak yeryüzünde, yok öyle inlemek gökyüzünde.

Yağmur vardı havada.

Çamur vardı yerde.

Hamurunda hüzün vardı kızın.

Adamın gözlerinde kız vardı ölürken.

Sözlerinde adı vardı sevdiğinin.

Ellerinde sevdiğinin elleri soğurken bedeni.

Bir kuş oldu canı.

Çıktı canından.

Kız tutmak istedi o canı.

Yaşarken tutamamıştı, ölürken nasıl tutacaktı?

Uçtu gitti çok uzaklara adamın canı.

Bakakaldı kız gidenin ardından,

Şaşakaldı ölenin peşinden.

Çıkan canıydı sanki!

Kız böldü ömrünü sevdiğinin ölümünden önce ve sonra diye ikiye.

Öncesi kahır sonrası daha kahır hem de…

Ne bir eksikti hüzün ne bir fazla.

Tam kıvamındaydı yüreğinde.

İnim inim inletiyordu derinden.

Ağlatıyordu sinirden.

Geç buldular erken kaybettiler birbirlerini.

            Nice aşkların ardında yorgun ve argın akan iki ırmak gibi buluştular bir okyanus önünde. Kaynaştılar delice. Aktılar yüreklerine gizlice. Köpüklü günlerdi ilk zamanlar, sıcak… Neşeli günlerdi hem de. Martıları vardı üzerlerinde uçan, balıkları vardı kalplerinde yüzen. Yosunları vardı ayaklarına dolanan. İnci mercanları vardı gerdanlarına asılan. Aşktı belki de onları özgür kılan. Farklı kılan aşktı belki de onları.

Nice aşkların sonunda dargın ayrıldılar yok yere.

Yüzükleri attılar kalplerinde.

Başkası var diye gözlerinde.

Başkası var diye özlerinde.

Kıskançlık olacak elbet ama yok yere suçlamak şık olmasa gerek.

Yeminler ediyordu adam giderken.

Senden başkasına akmadı gönlüm eğer öyleyse iki gözüm önüme aksın diyordu.

Dilim kopsun, boyum devrilsin diyordu.

Halime bak diyordu, acınacak haldeyim karşında.

Ben hiç böyle olmamıştım. Bu kadar çaresiz kalmamıştım, bu kadar dokunsan ağlayacak olmamıştım. Bu kadar yıkılmamıştım. Gözlerim sana ayarlı, kalbim sana kaçarlı, aklım sana radarlı. İşim gücüm sensin her an! Başkasına bakacak denli takatim yok, özge olana diyecek sözüm yok. Sana dönüğüm tüm ruhumla… Sana vurgunum her halimle. Baksan gözlerime baştanbaşa sen akar tenimde. Görsen beni ne kadar sana bandığımı anlarsın. Ne kadar sen olduğumu, ne kadar seni yaşadığımı müşahede edersin. Kız dinlemiyordu bile.

Ahirde kız inanmadı adama.

Çıkmadı bir daha adamın yoluna.

Bakmadı bir daha telefona.

Mektubunu yanıtlamadı asla.

Sesini esirgedi.

Aşkını kilitledi.

Aklını temizledi adamdan.

Ah sevda!

Bu hangi kafa!

Adam küsmüşlüğüne değil, kızmışlığına hiç değil, kıskançlığına katiyen değil ama inanmamışlığına küstü kızın.

Sadece kurşunla vurulmaz insan, sözle de vurulur gözle de…

Bir gitti, o kadar olur.

Gözü yaşlı gitti. Kalbi yaralı gitti.

Ağlaya ağlaya gitti.

Yüreğine taş basa basa gitti.

Başka gidişler benzemedi bu gidiş.

Kız arkasında kal dedi ama adam duymadı.

Kız ağladı ama adam görmedi.

Ah gurur!

Yıkıl emi…

İşte şimdi karşısındaydı tam 5 sene sonra.

Vasiyetiydi adamın. Ayrıldıkları yer kavuştukları yer olsun istiyordu adam son nefesini verirken.

İkisi de evlenmemişti inadına.

Yeminleri vardı birbirleri üzerine.

Ya evleneceklerdi ikisi ya da asla evlenmeyeceklerdi bir başkasıyla.

Nikâh masasındaydılar sanki musalla taşında.

Adam beyazlarını giyinmişti.

Kadın siyahlarını.

Adam ölmüştü, kız yaşayan ölüydü artık.

Kız ağlıyordu ki ağlasındı.

Adam ölmüştü ki yaşasaydı.

Yaşarken bilinmeyen kıymet ölümden sonra bilinse ne yazar!

Dökülen gözyaşları sevinçten olması gerekirken hüzündendi, bundan sonra dökülse ne çıkar dökülmese ne çıkar!

Bilin kıymetinizi kadın erkek fark etmez; seven sevilen hiç fark etmez.

Sevin birbirinizi…

( Seni Çok Sevdim başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 7.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu