Ahh seni evimizin önünden yeşillere sardılar bir bahar günü ..
Nereye bilemedim o yaşımda alıp götürüyorlardı.
Gitme diye haykırıyordum duyamadın koca gönüllü adam.
Sen adımı koyan, bu meşhur lakabı ( sarı şeker ) takan, soyadını taşıdığım gönül adamı.
İlk kız torunun çok seslendi ardından çok…. “Heyyy koca Yörük nereye”
Küçücüktüm minik ellerimi tutup bak demiştin;
“Sen şeker ustasının, lokum padişahının torunusun hadi şekerci sözü ver;
Ata’mızın izinden, dinimizin yolundan gideceksin, erdemli olacaksın
Kimseyi kırmayacak , hürmetli olacaksın, ahlakını iffetini koruyacaksın her daim….
Tüm doğru yolları öğreten bir kadının zarafetini üstüme yakıştıran
kanımı yiğitlikle dolduran ,asaletli olmama sebep dedem, seni koca yörük nerdesin şimdi…. çok özledim ama…
Hani beni tarih kokan kentlere götürecektin, seyahat anıları yazacaktık beraber,
bilgeliğinden bulaştıracaktın bana. Sarı şekerinin daha öğreneceği çok şey vardı.
Geçen gün yine senin hatunla senli günleri andık. Kırk sekiz seneye sığan sevdanızı anlattık imrendim yine. Arada bir adımı unutuyor fakat Ali efendisini asla.
Biraz gülüştük biraz ağlaştık. Oda seni özledikçe anılarınızla teselli buluyor. Seksen sekiz yaşında hala aşkını taşıyor. Âlem kadın vesselam.
Ah be koca yörük, şekerci padişahı niye erken gittin!
Çocukluğumdaki gibi sırtında taşımasan da dizlerinde uyumaya ihtiyacım var hala.
Hani hep yanımda olacaktın, koruyacaktın beni bağrında.
Bak ben “şekerci sözü”müzü tuttum, Bilerek kimseyi kırmadım, üzmedim, doğru bildiğimden taviz vermedim. Şerefimle taşıdım adını.. Lakin beni arada kızdırıyorlar, Bazen sövesim geliyor; dişinizle tırnağınızla koruduğunuz Anadolu’yu çiğneyenleri. Yinede saygımı ,sevgimi esirgemedim kimseden..
Çok özledim senin lokum yüreğini koca yörük..dedemim nur içinde uyu…
Torunun sarı şeker.