Yitirdiğimiz nice mana var!
İnsan olabilmek ayrı bir sanat ve bu sanat belki de dünyada ki en zor
lakin en kudretli sanat! Fakat bizler Allah’ın bize sunduğu bu yüce nimetin
farkında değiliz. Öyle ki Allah (c.c) insanı yaratırken, “Yeryüzüne bir
halifemi göndereceğim “ diye bizi haber vermişti. (1)
İnsan Yaratıcısının aynası olacaktı yeryüzünde. Onun özelliklerini bir
ayna misali gösterecekti. Fakat insan İblis’in düzenbaz oyunlarından kurtulamaz
hale geldi. Bizler sevgiye olan güvenimizi yitirdik!
Yaşadığımız şu hayata bir bakın. Ne kadar aciz bir hale geldiğimizin
işaretidir üçüncü sayfa haberleri. Cinnet geçiren insanlık aleminin ne kadar
dramatik bir sahnede rol aldığının göstergesidir haberler. Merakımız ve ilgi
alanımız magazine ve gündelik eğlencelere mahsur kaldığı sürece de bu böyle
devam edecek. Çünkü hesap sormaktan aciz,araştırmaktan beri ve öğrenmekten
kaçar hale geldik. Bizler sadakatimizi yitirdik.
Yitirdiğimiz manalar arasındadır vefa! Teşekkür etmeyi unuttuk, şükretmekten
aciz bırakıldık. Olanın kıymetini bilmektense olmayanın çilesini çekmeyi yol
edindik. Dil ve kalp arasında ki bağı öyle kopardık ki; ne kalp ile
inandıklarımızı hatırladık, ne de dil ile beyan edilenleri yaşadık. Oysa “oku”
emri ile başlıyordu kainatın efendisinin bizlere kurtuluş reçetesi olarak
sunduğu İslam dini. Ve Yaradan Nebiler nebisine Habibim diyordu. Sevmenin ne
kadar yüce ve ne kadar elzem olduğuna esaslı bir işaretti bu. Dillere destan
olan sevda hikayelerini, Mecnunları, Leylaları, Yusufa vurgun Züleyhayı hiç
anlayamadık. Dünya hayatı için göz kırpan nefsi taleplerimize malzeme etmekten
başka bir faide sağlamadı çilesi destan olmuş sevdalılar. Bizler sevdamızı
yitirdik. Hayal etmek sadece bir efkarlı eylem oldu bizler için. Umut etmenin gayretinden
ırak kaldık. Varlığın sebebinden nasibimizi alamadık, almak istmedik, yada üç
günlük dünya hayatı içinde bu varlığın sebebi olan sırra ermek gelmedi işimize.
““Anladım ki, İnsan kendi çabasıyla değil, sevgi ile yaşar” dedi. “Yine
anladım ki, her ne kadar insanlar kendileri için kaygı çekmekle yaşadıklarım
zannederlerse de, hakikatte yalnız sevgiyle yaşarlar, Yüreğinde sevgi taşıyan
İnsanın sevgisi Allah’tandır ve Allah o insanın içindedir. Çünkü varlığın
sebebi sevgidir.”(2) Bizler ilimin gerekliliğine olan bilincimizi yitirdik.
Bakınız gazete köşelerine; cinnet geçirip evladını katledenler, mali
sıkıntılarını bahane sunup ebeveynine eza çektirenler, İnsana hiçbir fayda
sağlamayacak meşgaleler uğruna varını yoğunu heba edenler, kumar masasında tükenen
hayatlar, namus kavramından uzak kalmış lakin dilinden namus kelamını
düşürmeyen namuslu namussuzlar. Uğruna nice kanlar dökülmüş şu topraklar
üzerinde geçmişini unutup toprağa göz diken Batılının hayatını medeniyet kabul
eden medeniyetsiz bedeviler ve daha neler neler… Bizler dua etme bilincini
yitirdik.
Yitirdiğimiz nice mana var ve biz yitirilen değerlerin farkına varma
idrakini de yitirdik. Birlik olma şuurunu, Millet olma inancını, Ümmet olma
samimiyetini yitirdik. Lakin; umutsuzluk içinde düşülen bu satırlar da bir
ümide işarettir. Zira ticari rant kaygısı ve populer olma telaşı içinde olanlar
her ne kadar takvim oyunları yaparak kıyametten haber verme cehaletini
gösterseler de yitirilen manaları kazanma telaşı ve arzusunda olan bir nesilde
meşalesini yakmış geliyor. Ne diyordu şair;
“Dininin, dilinin beyninin, ilminin,
ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...(3)
İşte yitirilen değer ve manaların yeniden
kazanılacağı günler yakındır diyerek, dua ile ve umut ile selamlıyorum siz
yüreklileri. Hep birlikte değerlerimize sarılma vaktidir.
*1. Bakara Süresi 30.Ayet
*2. Tolstoy – İnsan Ne İle Yaşar
*3. Necip Fazıl KISAKÜREK – Gençliğe Hitabe
Mustafa Çelebi
ÇETİNKAYA