Bu şiir sana yazıldı…
Şubat ortası zemherisinde
Her kelimesi fırtına, kar ve buz
Donuk bakışların ötesi…
Kutuplardan kuzey denizine…
Kıtalar üşüdü zamanın kucağında.
İşlenmemiş suçlara bulanmışken ellerin
Gecenin gözleri görmedi silinmiş izleri
Mahrem güzellikler şehvetten ıslakken,
Pusu da ağlatmayı bekletiyorsun!
En kutsal dilenciyim, gönülden yoksun.
Lodos artıkları yığdın ücra köşelerime
Sen hangi denizin kudurmuş dalgalarısın?
Hangi ateşinle yaktın, sine-i mabedi?
Ve hangi yosma da aşk bu denli cemre?
Hükmü yok küllerimin bilesin!
Bir beni ekleseydin ya gülüşlerine…
Vurulmazdı yetimliğim böyle yüzüme
Ömrümü törpülediğin acı yanıma
Son gelişinmiş meğer duyamadım.
Yol ayırımda dökülür sessiz çığlıklar
Denk gelmedi bir türlü gölgeler.
Etrafında dönerken tüm gezegenler
Bir tek sen… Kuzey yıldız kaldın.
Sığamadım; gözlerinin kuytu limanına…
Dümeni kilitli gemiyim haritasız, pusulasız
Kılavuzu kayıp bir noktayım, rotasız
Sancaktan girmişim dümen suyuna.
Kentinde olmak vardı şimdi…
Sigara izmariti yarımlığı yanık beste gibi…
Sevgilinin ilk kiraz tadı dudağından,
Kâtibimin nihavent makamı sedasında…
Yudum yudum sükûtu mey edip bir katre,
Mest olmak vardı, Neyzen’in Galeta’sında.
Dünya’yı adam yerine koyduğum gün!
Kaybetmemişsem adamlığımı…
Alevden sarın kefenimi üşütmeyeyim!
Çünkü ben… Yalnızca tek senin,
Bir de… Közün tiryakisiyim.
Yazarın
Önceki Yazısı