Narkoz
ve bir takvim yaprağı daha göğsümde söndü
yirmi altı aralık ve senelerden biz
işte; fenerde kandilleri sönmüş birer balıkçı teknesiyiz
...ve zaman
yerinde duramayan hiperaktif bir çocuk sanki
sana geliş gidişlerim rutin pedagog ziyaretleri
hafızamı zorlayan bulmaca gibisin
"unutma beni" diye bir huzurevinde haykıran
gözlükleriyle bile geçinemeyen aksi bir ihtiyar adam
seni çok özledim/ ben seni çok özledim
meğer yaşlanmak
sana dokunmanın yasak olduğu bir ülkede hatıralara yaslanmakmış
kör gibiyim...
kokun burnumda tüttü yine
yoksa iki sokak ötemden mi geçtin?
...bugün doğum günün
belki ondan havadaki anason kokusu
biraz tütün
ya da ben ölmekteyim..
...bu h/i'ste hayatın n a r k o z u
ellerin başka eli tutmakta
gitikçe senden çekilir gibiyim
başı dönüyor sanırım sokakların
yerlerde topuk sesleri
durdurun müziği bitsin bu kırmızı vals
bu gece olağanüstü kıskanç ve hayli deliyim
açıkçası iyi değilim işte..
hadi üfle pastanın mumlarını
savunmak için vicdanını duygu komandoların acele etmekte
bu kutup yıldızının göğsü hiç rahat değil
ineyim azar azar
yorgunum sevdiğim
ellerim ceplerimde, anıları yokladım
her kapı yüzüme yüzüme
ve kelimeler topladım saçılmış öteye beriye
hadi söndür mumları
ve içinde bizim olmadığımız bir dilek tut
gideyim vakitlice
biliyorsun saat on ikiyi geçince annem çok kızar...
şiva
(
Narkoz başlıklı yazı
şiva tarafından
30.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.