Herşey;
Bir
nehrin ağlamasıyla başladı.
Önceleri
sessiz çığlıktı yalnızlık;
Cansızdı.
En
derinlerde kanamaktı görevi;
Zararsızdı.
O !
Tabuların
lahitlerinde saklanandı;
Rüyasızdı.
Yasaklı
düşlerde sırdı, uyutulandı;
Unutulandı.
Ta
ki;
Nehir
çığlığa çığlık olana kadar.
Herşey;
Bir
kez daha yeniden hatırlanacak;
Yaşanacaktı.
Güven,
korkuları; cesaret geceleri;
Kovalayacaktı.
Gün
kapıdaydı;
Güneş
yağmuru özlerken başlamıştı;
Teslimiyetti
sunulan.
İlk
yaprak savrulurken tüm endişeler;
Sonra
hüzünler uzaklaşıyordu.
Yağmur
yağıyordu;
Her
düşen damla yeni bir umut,ümitti;
Beklentiydi.
Hissedilen,
sevene sevinçti,sadakatti;
Bağlanmaktı.
Sessiz
çığlık;
Şimdi
konuşan bir okyanustu, mutluydu;
Aşıktı,vurgundu.
Taze
hayallere doğuyordu sabahında;
Düşüne
yatıyordu gecesinde.
Tabular
yıkılıyor;
Yaşam
yeni baştan inşa ediliyordu;
İnançtı
nehrin nefesine duyulan.
Hayatın
resmi;
Temiz
bir tuvalde tekrar çiziliyordu,
Planlar
iki kalp için kalpten yapılıyordu.
Bir
gün,
Günler
hızla akıp geçerken;
Ayazlı
günler,
Başladı
hayalleri kursakta buz tutan.
Seviyorumun
karşılığı biliyorum oldu,
Özledimin
yüklemi ben de ilan edildi,
Yıkılamayan
duvarlar;
Fısıldandı
uzun cümle aralarından,
Gerekçesi
bilmiyorum yazıldı utançtan.
Sancılı
süreç başlıyor;
Nehir
yavaş yavaş çekiliyordu yataktan,
Şehir
sessizliğe terk ediliyordu sancıdan,
Merak
ve endişe Azrail’di şimdi korkutan.
Suskun
günler;
Takvim
sayarken ufuksuz,
Gece
sabahları, gün akşamları sayıklıyordu.
Beklenen
gün;
Geldiğinde
sessiz çığlık son kez haykırıp,
Ağladı
kalbiyle, sonra konuştu yüreğiyle.
Neden
? dedi çaresiz, bekledi sebebsiz.
Önce
anlamıyorsun dendi,
İnceden,
Sonra
yapamıyorum geldi,
Derinden.
Biri
tabularını yıktı,
Diğeri
duvarlarını yıkamadı..
Ve
Herşey;
Bir
nehrin yanılgısıyla başladı,
Ama
bir okyanusun yeniden ölmesiyle bitti !
Bülent
KAYA