HOŞ GELDİN
Yalnızlık orucum, yüreğimi çatlatmadan,
Yalnızlık orucumu bozmaya Hoş geldin!
Süveyda’m hoş geldin.
Muradım, mutluluğum, sevincim, nimetim
Özlemim bilmeden zülfüne meftun olduğum,
Hasretim, çilem, özüm hoş geldin.
Gel, gel gel de otur yanıma,
Gözlerin dağlasın yaramı.
Ay yanağına iltica etmeden,
Yüzüne, karanlık perdesini çekmeden,
Otur Ay’dan önce göreyim yüzünü.
Senin için bütün desenlerden ayırdım sevgimi,
Sevgi ırmağında yıkadım bütün bedenimi.
Canıma can , bedenime kan bildiğim
Süveyda’m hoş geldin.
Yoruldu mu ayakların çıkarken o yokuşu,
Bak ellerin de buz gibi üşümüşsün.
Ellerini ver ısıtayım Süveyda’m
Ne o gözlerini bir bulut kaplamış.
Neden titriyor omzun
Niçin oyuncağı elinden alınmış çocuklara benzer dudakların?
Bu kadar neden hüzünlüsün, hüzün ki kalbin yanışıdır.
Elbet onu söndürecek, göz pınarları damla damladır.
Eylül ayının buz dağı gibisin,
Tebessüm et yüzünde güller açılsın
Gül ki bu hayal parkı aydınlansın.
Ey süveyda!
Gamzenden bir ay doğsun yüzüme
Açılmayan bir kilit vur deli gönlüme.
Sen benim en gizli memleketimsin.
Kahır vurmuş ağlarda hasretimsin.
Nefes taşıyan bedenimsin.
Sevda sazımın en nağmeli telisin.
Hoş geldin Süveyda’m hoş geldin.
Sana bunları sesli söyleyemem,
Sevgilim desem değilsin,
Aşkım desem değilsin.
Yarınım desem de değilsin.
Tutturmuşum dilimde bir Süveyda
O da değilsin, sahi sen nesin benim yanımda.
Ama olsun
Hoş geldin.
Nevzat ÖGER ( 10/03/2013)