Dertleriyle hallenen sade bir vatandaşım
Kim içimi bilir ki yerden yere vurmakla
Haksızın karşısında haklı ile yandaşım
Kim kazandı söyleyin dost kalbini kırmakla
Bu bayrağa birlikte serpilmiştir kanımız
Vatanın toprağını candan aziz bilmişiz
Uğrunda seve seve verilmişken canımız
Diyorlar ki bu denli fedakâr değilmişiz
Halkımın kimyasıyım oksijeni suyuyum
Hakkâri’de bir kürdüm Edirne’de bir göçmen
Özgürlük ilkesinden vazgeçemem ben buyum
Aleviyim sünniyim vatanımda bir seçmen
Sükût sirayet eder çoktandır sözlerime
Hüzün ayrılmaz oldu gözümün ferlerinden
Henüz çok geç olmadan vurmadan dizlerime
Vurmalı nifakları ayılmaz yerlerinden
Ben sabır teknesinde küreklere asılan
Bezgin bir bedeviyim yaradan korkusunda
Kırk yıl taşısa bile indirdi mi küsülen
Eski birer dost olduk ellerin türküsünde
Susan halkın sözcüsü şakıyacak dil benim
Ezberleri bozarak sözcüklere dokunan
Uzaklık ötesinde varılan menzil benim
Dervişin duasında hayırlarla okunan
Şairim dedim diye üzerime geldiler
Kalbimi eritmekte bu rast gele kazılar
Zaten duyumsamadım esip giden yeldiler
Namusum meselemdir yazdığım tüm yazılar
Vuslatın tetiğini acımadan çeken ben
Firari hayalleri bir arada tutmadım
Doğduğum günden beri doğruluğu eken ben
Yemin olsun bir kere dost dedim mi satmadım
Dertlilerin ortağı kuyuya sırdaş bendim
Dilimi mühürledim sessizlik yeminiyle
Yalnızım diyenlere Âdemden gardaş bendim
Vazgeçmek üzereyim ihanet nedeniyle
adem efiloğlu / ahir-i fırtına