Bu gece sobanın başında duruyorum
Ellerim kırık ayna kan damlıyor yaşlı
Gözlerden donuyorum bilesin ısıtmıyor
Kıvılcım gözlerime kaçan sobanın alevi
Seni düşünüyor hep aynı beyin ne çay
Sıcaklığı ısıtıyor ne de yatak yorgan
Derken kuzuların sesizliği geliyor aklıma
Gökyüzü yarılıyor sandım bir an düşen
Her damla yağmur taneleri kuzuların
Bedenin de son buluyor sabah olmuyor
Bir türlü ne güneş ne de dünya dan bir
Eser var yeryüzün de çorak arazide
Bulanık bulanık akan kar pıhtısı var
Dünya da değilim rüya dayım Allahım
Birileri uyandırsın ne Cengiz Kurtoğlu
Ne de Müslüm baba ne imparator ne de
Bergen zevk veriyor eserleriyle ne yana
Baksam sen varsın ekmeğin kokusunda
Senin kokun var meçhul olan yalnızlık
Kin besliyor sürmelim yok diye alın
Yazım yok diye ay tutulmuyor
Rotamı değiştim bu gece sobanın
Başındayım ama hala hasretin var
Koynum saklı da ne soba ısıtıyor
Nede güneş bir türlü anlamadın
Anlayamadım olmuşum zaten senin
Gözün de biçimsiz varlık lakin bu
Gece son gecem sobanın başındayım
Sensiz kimsesiz zehirlenme umuduyla
Bekliyorum çaresiz
İbrahim KANDAMAR
05.08.2008
(
Bu Gece Sobanın Başında başlıklı yazı
Mavihüzün tarafından
30.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.