Yaratıcımızın her kuluna eşit olarak verdiği tek nimet zamandır. Herkes için bir gün 24 saattir. Önemli olan verilen bu sürede bir kimsenin neler yaptığıdır. İnsanların işleri yetiştirememeleri ve yapmak isteyip de yapamadıkları eylemler için, birinci mazeretleri zamanın yetersiz olduğudur. Eğer zaman yetersiz olsaydı, tarih boyunca çok önemli işlere imza atan, büyük ustalıklar sergileyerek, gelecek nesillere harika miraslar bırakanlara da yetersiz gelmeliydi.
Görüyoruz ki, tarihte 21 yaşına rağmen padişah olup İstanbul'u fetheden Fatih'ler, 86 yaşında Selimiye gibi bir şahesere imza atan Mimar Sinan'lar, 87 yaşında İsa peygamberi Meryem annesinin kucağında gösteren tabloyu yapan Michelangelo'lar, 60 yaşında kuduz aşısını bulan Pasteur'lar, 17 yaşında Gordion Savaşını kazanan Büyük İskender'lerin ortaya koydukları performanslar şaka değil, birer gerçektir. Son gelinen teknolojik gelişmelere rağmen, bu dünyadan hiç bir eser ve iz bırakamadan gidenler var. Muhtemeldir ki, bunlara zaman yetmedi ve adından söz ettirebilecek bir eser bırakamadılar veya zamanlarını iyi yönetemediler.
Peki zaman niçin yetmez?
- Zaman, etkili ve verimli kullanılmak yerine, can sıkıntısı ile tüketilirse, önemli işler için zaman kalmaz.
- Zamanı verimli ve etkin kullanmak için, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için yapılması gereken önemli işler, acil olup da önemsiz olan işlerin insafına terk edilirse, yapılması gereken önemli işler sürekli ötelenir. Neticede ötelenen önemli işlerin sonradan intikamları çok acı olur. Söz konusu problemleri ortadan kaldırmak için, üste zaman dahi verseler, zaman yine yetmez.
- Hakkıyla yorulmadan dinlenmeye çalıştığımız için, hiç bir zaman dinlenemiyoruz. Dinlenmek için ayırdığımız zaman hem boşa gidiyor, hem de miskinliğimizi arttırarak sağlığımızı bozuyor.
- Zaman planlamasını hakkıyla yapamıyoruz. Harala gürele bir hayat sürmeye çalışıyoruz. Zamanı yönetmesini beceremiyoruz. O zaman da, zaman bizi istediği yere savuruyor.
- Zamanı etkin ve verimli kullanmanın birinci şartı, yüksek kaliteli bir yaşamdır. Zamandan verim ve etkinlik sağlayabilmek için, sağlıklı, çalışkan, dinamik, coşkulu, heyecanlı, amaçlara odaklanmış, mükemmeli sürekli arayıp, kovalayan bir yapıda olmamız gerekir. Bunun için de, sağlığımıza ve kalitemize zamanında ayrılması gereken süreleri ayırarak dolu dolu geçirmeliyiz.
- Her anın kendine göre doldurulacak bir işi ve eylemi olduğu ve olacağı için, asla bugünün işini yarına ertelememeliyiz. İhmalkarlık, tembellik, durağanlık, isteksizlik, bahane ve mazeret bulma, çözüm yerine sorunlara odaklanma, vücuda toksin ürettiren negatif eylemler ve kaliteli yaşam hırsızlarının tamamı, müthiş birer zaman hırsızlarıdır. Sadece zaman hırsızı olarak da kalmazlar, aynı zamanda sağlık ve üretkenlik hırsızlarıdırlar da.
- Zamanı iyi değerlendirmek için, zamanında ve yerinde baltayı bileyleme (kendini yenileme) eylemini yapmadığımızdan dolayı, akıttığımız her ter mübarek olmamaktadır. Karşılaştığımız problemlerin çoğu, olması gerekenler ve beklediklerimiz değil, yerinde ve zamanında gerekli kaliteli eylemlerin uygulanmamasından kaynaklanan suni olarak üretilmiş ve hızla çoğaltılmış sahte problemlerdir. Çoğu zaman günlerimizi geleceği dizayn etmek ve uyum sağlamak yerine, kendi ellerimizle ürettiğimiz sorunların çözümüyle zamanımızı harcamaktayız. Maalesef çözüm adaklı değil, sorun odaklı gözlemlemeyi alışkanlık haline getirmişiz.
Peki, ne yapmalıyız?
- Kendimize zamanında önem verip, sağlığımızı ve kalitemizi koruyarak, zamanın her bir anını dolu dolu, bilinçli olarak, verimli ve etkin bir şekilde yaşamalıyız.
- Sağlığımızı ve kalitemizi koruyup geliştirmek, profesyonelliğimizi arttırmak, dost ve yakınlarımıza kaliteli zaman ayırmak, okumak, öğrenmek, anlatmak, dinlemek, danışmak, sinerji yaratmak gibi önemli işlerimizi asla geriye atmamalıyız. Söz konusu önemli işler ötelendiği zaman bunların ilerideki intikamları çok ağır ve acı olmaktadır.
- En büyük zaman hırsızları olan, can sıkıntısı, hastalık, moralsizlik, negatif yaklaşımlar, pasiflik, tembellik, bahane buluculuk, eleştiricilik, egoistlik, şüphecilik, güvensizlik vb. gibi eylemleri hayatımızdan hızla çıkararak, bunların yerine panzehirlerini yerleştirmemiz gereklidir.
- Fazla uyuyarak, yorulmadan dinlenmeye kalkıp, metabolizmayı durağanlaştırarak, eğlence ve etkinliklerde kantarın topuzunu kaçırarak, sevdiklerimizin sevgi sermayesi hesaplarını hovardaca tüketip iflas ettirerek, güzellikleri ve kalite unsurlarını beslemeyi ihmal ederek, zamanımızı etkin kullanmayı köstekleyen hırsızlardan uzak durmalıyız.
Selam, sevgi ve dualarımla... Allah'a emanet olunuz... Yrd.Doç.Dr. SÜLEYMAN COŞKUNER
.