Acizlik
Allah, insanı en mükemmel şekilde yaratmış, pek çok üstün özellikle
donatmış, ancak ona acizliğini hatırlatacak eksiklikler vermiştir.
Kuran’da bildirildiği gibi, “…insan zayıf olarak yaratılmıştır.” (Nisa
Suresi, 28) Yüce Rabbimiz dileseydi, insanı eksikliklerden münezzeh
yaratabilirdi. Ancak bu acizliklerin yaratılması dahi Allah’ın
merhametinin göstergesidir.
Acizlikler, aslında Allah’ı
düşünmeye yönlendiren, hikmetle yaratılmış özelliklerdir. Tüm bu konular
üzerinde düşünen insan, dünyanın geçiciliğini, eksikliklerle dolu
olduğunu ve Allah’a muhtaç olduğunu fark eder ve tüm gücüyle Allah’a
yönelir. Onun emir ve yasaklarını gözeterek ve verdiği nimetlere
şükrederek yaşamını sürdürür.
İnsan ne zaman nerede doğacağını,
ne zaman ne şekilde öleceğini belirleyemez. Dünya şartlarında, başına
ne zaman ne geleceği belli değildir. Yaşamını bir anda tamamen
değiştirebilecek olaylar karşısında hiçbir kontrol gücü yoktur. Sadece
tedbirler alır. Ancak onlar da kesin bir güvence sağlamayabilir.
Her
yönüyle korunmasız bir varlık olan insan, hiç beklemediği bir anda
herhangi bir tehlike ile karşılaşabilir. Karşılaştığı bir olay
sonucunda, övündüğü ve gurur duyduğu fiziksel bir özelliğini
kaybedebilir. Hiçbir şey gerçekte insanın kendi kontrolünde değildir.
Bütün bu gerçekler karşısında insanın, kendisini yaratan Rabbine karşı
büyüklenmeye kalkmasının akılsızca bir tavır olacağı çok açıktır. Bu
nedenle insanın, sahip olduğu bütün imkân ve özellikleri verenin Allah
olduğunu, dilediği anda da hepsini geri alabileceğini kabul etmesi
gerekir. Ahiretteki sonsuz hayat yanında bu dünya hayatının hiçbir
değeri yoktur. Allah, Kur’an’da bu gerçek üzerinde düşünmemizi bildirir:
Dünya
hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve
hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle
ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç
yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona
emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu
kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için
Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Yunus Suresi, 24)
Evrende,
canlılarda, baktığımız her yerde acizliğimizi gösteren pek çok mucizevi
olay vardır. Örneğin; insanın oluşumu sırasında, döllenmiş yumurtanın
anne rahmine ulaşması silya adı verilen mikroskobik tüycüklerin
sayesinde olmaktadır. Bilimsel gerçeklere göre, dünyaya gelmemiz bu
tüycüklerin birlikte hareketi nedeniyledir diyebiliriz.. Sadece bu olay
bile Yaratıcının sonsuz gücünün ve bizim ne derece acz içinde
olduğumuzun kanıtıdır.
İnsan hata yapar, unutur, yanılır,
gaflete düşer. Ancak Allah’a karşı aczini kavrayan kişi, acizliğinden
kaynaklanan hataları için Allah’tan bağışlanma diler ve tevbe eder.
İnsanın kendi acizliğini kavrayabilmesi, Yaratıcı’sının üstünlüğünü,
gücünü gereği gibi takdir edebilmesine, O’na muhtaç olduğunu
anlayabilmesine ve dolayısıyla imanına vesile olur.
Bediüzzaman,
“İkinci Levha” da acizliği bir kuvvet, fakrı (yoksulluluğu) da büyük
bir zenginlik olarak gördüğünü şöyle ifade eder;
“Fakrı, kenz-i gına(hazine) buldum.
Aczde tam kuvvet var, gör.
Eğer Allah’ı buldunsa
Bütün eşya senindir, gör.
Eğer Mâlik-i Mülk’e memlûk isen
O’nun mülkü senindir, gör.”
Rabbine
kul olmanın bilinciyle yaşayan insan, kendisine bile yardıma güç
yetiremeyen acz içindeki diğer varlıklara tutsak olmaktan kurtulur.
Aczini kabul ettiği için üstün olur.
twitter.com/Fuat_Turker
(
Acizlik başlıklı yazı
fuatturker tarafından
4/5/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.