Bediüzzaman’ın ifadesiyle dua, kulluğun büyük bir sırrıdır; kulluğun
ruhu hükmündedir. Kul, kendi aczini ve fakrını dua ile ilân eder.
Biz
Allah’tan isteriz, O bize cevap verir. Fakat hikmet sahibi olan Allah
hikmetine göre verir. Ya istenen şeyin aynısını verir, ya da daha
iyisiyle icabet eder. Tıpkı hastanın, istediği ilacı değil, farklı bir
ilaç veren doktorunu suçlamaması gibi, hikmetinden sual etmeyiz.
“Dua ettim ama duam kabul olunmadı” da dememeli, "Rabbim daha hayırlısıyla icabet etti" demeli.
"Duanın en güzel, en lâtîf, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:
“Dua
eden adam bilir ki, birisi var ki onun sesini dinler, derdine derman
yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli herşeye yetişir. Bu büyük
dünya hanında o yalnız değil; bir Kerîm Zât var, ona bakar,
ünsiyet(yakınlık) verir. Hem onun hadsiz ihtiyâcâtını(sınırsız
ihtiyaçlarını) yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def
edebilir bir Zâtın huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir
inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp, “Âlemlerin
Rabbi olan Allah’a hamd olsun.” (Fâtiha Sûresi, 2) der." (Mektubat, 24.
Mektup)
“Ey Peygamber, sana ve seni izleyen müminlere Allah
yeter” (Enfal Suresi, 64) buyurur Allah. Biliriz ki O, en üstündür,
sonsuz kudret sahibidir, noksan sıfatlardan münezzehtir.
Tüm
kâinata hükmeden Allah, en küçük işleri bilir. En büyük istekleri
yapabilir. İnsanın her halini görür, sesini işitir. Yarattığı her
canlının seslerini işittiği gibi, kulunun sesini de işitir. Küçük-büyük
tüm işleri o idare eder; bu sebeple insan en küçük işlerini de O’ndan
bekler, O’ndan ister.
Büyük işler için dua ederken, en büyüğünü
istemeli; ufku geniş tutmalı. Sebeplerden münezzeh olan Allah’ın, kendi
öngörümüzle gerçekleşmesini umut etmediklerimizi de sonsuz gücüyle
yaratmaya gücü yeter.
Dua halis imanın sonucudur; mümini kâfirden ayıran en önemli özelliktir. Dua insanın umududur:
"Siz
acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı
çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah’tan
umuyorsunuz..." (Nisa Suresi, 104)
Bediüzzaman, dua ibadetinin asıl faydasının âhirete baktığını söyler.
“Hem
hiç mümkün müdür ki, müminlerin sürekli olarak tam bir içtenlik,
şiddetli arzu ve dua ile istedikleri sonsuz mutluluk onlara verilmesin
ve bütün kâinatın şehadetiyle lütfu, cömertliği, şefkat ve merhameti
sınırsız olan Allah, onların o duasını kabul etmesin ve sonsuz mutluluk
vücut bulmasın?..” (Mektubat, 24. Mektub’un 1. Zeyli’nden)
"Bana
dua edin, size icabet edeyim." (Mü’min Suresi, 60) buyurur Allah.
İnsanlardan istedikçe değerimiz azalırken, Rabbimizden istemek bizi
değerli kılar.
"Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?.. (Furkan Suresi, 77)
(
Kulluğun Sırrı; Dua başlıklı yazı
fuatturker tarafından
24.02.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.