İslam Dünyası, temelinde birlik ruhunun sağladığı huzur, güven ve barış
gibi değerler üzerinde inşa edilmiş olması sebebiyle, çağının en modern
uygarlığı olmuştu. Günümüzde de Türk-İslam dünyası gücünü ve ışığını
tekrar elde etme ihtiyacındadır.
Öncelikle yapılması gereken,
İslam Alemi’nde birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun yeniden
yaşanmasıdır. Bu gerçekleşmediği içindir ki, dağınık ve birbirlerinden
kopuk olan Müslümanlar kendi değerlerini savunmaya dahi güç
yetiremiyorlar. Oysa dinimiz, inanç ve fikir özgürlükleri, hayat ve
insan hakları konusunda olumsuz bir durumla karşı karşıya kalmaları
durumunda, Müslümanların birlikte fikir mücadelesi vermelerini emreder.
Kur’an’da, “…haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı
koyanlardır. (Şura Suresi, 39) ayetiyle bildirildiği üzere bu savunma
Kur’an ahlakının bir gereğidir. Birlik ve beraberlik içinde yürütülecek
bir fikir mücadelesi çok etkili olacak ve yaşanan zulüm karşısında
istenilen sonuca kısa zamanda ulaşılabilecektir.
Kur’an
ahlakından kaynak bulan ve ondan güç alan bu beraberlik her inanan
insanın önceliği olmalıdır. Bediüzzaman, iman sahiplerine bu konuda
şöyle öğüt veriyor:
"...yüzer ayet ve ehadis-i nebeviyyenin
(Peygamberimiz (sav)’in hadislerinin) şiddetle emrettikleri uhuvvet
(kardeşlik), muhabbet ve teavünü (yardımlaşmayı) yapıp bütün
hissiyatınızla ehl-i dünyadan daha şiddetli bir surette
meslekdaşlarınızla ve dindaşlarınızla ittifak ediniz... yani ihtilafa
düşmeyiniz. "Böyle küçük meseleler için kıymetdar vaktimi sarfetmekten
ise, o kıymetli vaktimi zikir ve fikir gibi kıymetdar şeylere
sarfedeceğim " deyip çekilerek, ittifakı zaifleştirmeyiniz (birliği
zayıflatmayınız). Çünkü bu manevi mücadelede küçük mesele
zannettiğinizden çok büyük olabilir. "
Müslümanların arasında
mezhep, görüş ve uygulama anlamında çeşitli farklılıklar olabilir. Ancak
bu farklılıklar, “…birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve
kabileler (şeklinde) kıldık. (Hucurat Suresi,13) ayetiyle bildirildiği
gibi tanışıp kaynaşmaları içindir. Farklı olmaları birbirlerinin din
kardeşi olduğu gerçeğini değiştirmez. Vicdanlı Müslümanlara düşen,
Kur’an ahlakı gereğince bu kardeşliği korumak ve güçlendirmektir.
Günümüzde
Müslümanlar arasında ihtilaf konusu olan birçok konu vardır. Fikir
birliğine varılamaması yüzünden birçok konu, tartışma ve çatışmaya
dönüşmektedir. Bediüzzaman söz edilen ihtilaf tehlikesine karşı ittifak
yöntemini işaret eder. Aklın ve vicdanın yolu bir olmalı, kanlı
ideolojiler yok olana kadar fikir mücadelesi sürmelidir.
Halık’ı,
Kitabı, Peygamberi ve kıblesi bir olan Müslümanlar artık birlikte
hareket etmelidirler. Müslümanları birbirine düşman etme ve aralarına
nifak sokmayı amaçlayanların oyunlarını bozmalıdırlar. Bir Müslüman
kendisi ve yakınları için istediği özgürlüğü, rahatlığı, refahı ve
güveni, tüm Müslüman kardeşleri için de istemelidir. Bu, Kur’ân
ahlakının gereğidir, vicdanî sorumluluktur.
Allah bu dini,
Kitabı, Peygamberini hâkim olsun diye göndermişken, İslam birliğini dile
getirmemek, bu birlikten yana olmamak büyük yanılgıdır. Göz ardı
ederek, önemsemeyerek ya da ümitsizlik içinde; mazeret her ne olursa
olsun "neme lâzım, başkası düşünsün" demek çok yanlıştır. Barış ve huzur
için vicdanlı Müslümanlar birlikte hareket etmelidir.
"İslam
asla hakim ol-a-maz", “gücümüz yok” iddiaları, ümitsizlik, şevksizlik,
kendine güvensizlik Müslümanları âdeta kanser gibi etkiliyor. Oysa güç
birlik olmakla kazanılır. Müslümanların birlikteliğinin önemli
özelliklerinden biri, Allah rızası için birbirlerini sevmeleri sebebiyle
kazandıkları güçtür. "…Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa
Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."
(Bakara Suresi, 249) ayetiyle müjdelendiği üzere müminler –sayıları az
da olsa- kalplerindeki güçlü iman sebebiyle büyük zorluklara karşı galip
gelecek güce sahiptirler.
Tüm dünyada Müslümanların akıtılan
kanlarının, zulüm görmelerinin en önemli sebebi, Müslümanların
parçalanmışlığıdır. Bu zulmün, acının, kan ve gözyaşının durması için,
hakkı, hakikati, iyiliği, barışı hakim kılmak için, birlik olmak için
çaba göstermek ve "kurşunla kaynatılmış" gibi birlikte mücadele etmek
“elhamdulillah Müslümanım” diyen herkesin sorumluluğudur.
“Müslümanların derdiyle ilgilenmeyen onlardan değildir.” (Buhârî, Müslim)
twitter.com/Fuat_Turker
(
Müslümanların Derdiyle İlgilenmeyen Onlardan Değildir başlıklı yazı
fuatturker tarafından
10.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.