Çok büyük bir felaket yaşadık. Bu defa Soma’da bir madenden, kömür
yerine yaralı ve cansız bedenler çıkarıldı. Kendi derin mezarlarını
kazdı şehitlerimiz. Soma’dan yükselen acı, ülkemizi ve ardından tüm
dünyayı sardı.
Elbette canları Allah verir, Allah alır. Bazen tek
tek bazen topluca ölür insanlar. Allah canları tek tek almak zorunda
değil kuşkusuz. İnsanlar tek tek öldüğünde normal karşılayan insan,
özellikle bir felaket sonucu topluca ölüm olduğunda da isyan etmemeli.
Kendi iradesi dışında doğan insanın, yine Allah’ın dilemesiyle hayatı
sona erer. O halde ölümler karşısında üzülmek, isyan etmek, direnmek
yanılgıdır.
Elbette bu faciadan sorumlu olanlar kendilerini
kurtaramayacak, gereken adımlar atılacaktır; buna inanıyorum. Savcılık
olayı soruşturuyor, delilleri topluyor. Gereken araştırma ve tespitler
yapılacak, her ayrıntı gün yüzüne çıkarılacaktır.
Maden
ocağındaki patlamadan bu yana ise asparagas/yalan haber ve resimler bir
kısım yazılı ve görsel medyada, sosyal paylaşım sitelerinde kasıtlı
olarak yaygınlaştırılıyor. Medya, insanların acılarını ajite edip,
facianın bütün sorumluluğunu hükümete ve Başbakan Erdoğan’ın üzerine
yıkma gayreti içine girdi yazık ki. Bugün de tıpkı Gezi olayları
sırasında olduğu gibi, küçük grupların yaptığı gösteri haberlerini bile,
‘Türkiye yangın yeri’ şeklinde provoke ederek servis ediyor. Görüyoruz
ki kimilerinin yüzleri, işçilerimizin kömüre bulanmış yüzleriyle
kıyaslanamayacak kadar siyah!
17 Ağustos’u hatırlayın. Yıkılan
tüm binaların, kaybedilen tüm canların sorumlusu Veli Göçer ilan
edilmişti. TV’lerde haberler Veli Göçer’le başlar onunla biterdi. Bugün
Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın adını ise medyada duyamıyoruz.
Suçlamalar, ithamlar, küfürler bu faciada ihmali, kusuru olanları bile
es geçip, Başbakan’a yöneliyor. Belli ki Soma’daki acı durumdan vazife
çıkaranların asıl meselesi ne ağaç, ne kömür, ne de şehit olan canlar
değil!..
Ülkemiz, provokatif ve yalan haberlerin
yaygınlaştırılması, sinsi plânlar ve tuzaklar kurulması sonucu birçok
kez acı olaylar yaşamıştı. Siyasi polemiklerle akılları karıştırmaya,
insanları kışkırtmaya, sokaklara dökmeye çalışan kesimler yeniden iş
başında. Bugün yine fitne ve fesat peşinde olanların kışkırtması ile
insanlar sokaklarda kırıp döküyor, yakıp yıkıyorlar. Yaşananlar,
Bediüzzaman’ın sözünü hatıra getiriyor: "...Tarafgirlik damarı ihlası
kırar, hakikatı değiştirir." (Emirdağ Lahikası-1 ( 272 )
…
Nihayet cuma günü Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan basın
açıklaması yaptı. Gürkan’ın ardından konuşan İşletme müdürü, -o gün
itibariyle- 284 canın şehit olduğu kazada hiçbir ihmallerinin olmadığını
söyledi. Biz Enerji Bakanımız Sayın Taner Yıldız’ın; “bir kusur varsa
kimsenin gözünün yaşına bakmayız. İdari olarak da adli olarak da
soruşturma başlamıştır. Teftiş Kurulları görevlerinin başındadır. Bütün
vatandaşlarımızın müsterih olmasını buradan istirham ediyorum” sözüne
güveniyoruz. Ki değerli bakanımız Taner Yıldız, Soma’nın zifiri
karanlığında yıldız oldu. Allah ondan razı olsun. Samimiyetini daha
artırsın, kalbini daha da yumuşatsın.
Bir yıldız daha vardı
Soma’da. Maden ocağından çıkarılıp bindirildiği ambulansta, çizmeleriyle
sedyeyi kirletmek istemeyen işçi. Kimilerinin kendince küçümsediği
’dağdaki çoban’ gibi vicdanlı has Anadolu delikanlısı idi o.
Onlar Şehitlerimiz
Peygamberimiz(asm)
hadis-i şerifinde göçük altında kalanın şehit olduğunu müjdeliyor.
(Buhârî, Cihâd: 30) Soma’da vefat eden kardeşlerimiz şehittir inşaAllah.
Onları “sakın ’ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında
diridirler, rızıklanmaktadırlar. (Ali İmran Suresi, 169)
Ölüm
sebebi ya da şekli ne olursa olsun, müminlerin canları ölüm melekleri
tarafından "Selam" ile ve güzellikle alınır. Ölen kişinin görünüşte
zorlukla can vermesi ya da ani bir kalp kriziyle uykuda bir anda can
vermiş olması bir kıstas değil. Dolayısıyla yanarak, boğularak, beton ya
da göçük altında ezilerek de can verse, iman sahibi insan acı çekerek
ölmez.
Ölümler karşısında yapmamız gereken Allah’a boyun eğmek,
gönülden dua etmek, umudumuzu yitirmemek. Ölümle Rabb’ine kavuşanlar
için Allah’ın hepsine rahmet etmesi ve sonsuz yaşamda güzellik ve
nimetler içinde bir hayat nasip etmesi için dua etmek. Ölüm, işçi
kardeşlerimizi Rablerine kavuşturan bir köprü oldu. Unutmayalım; Allah
kullarına zulmedici değildir.
Son Olarak;
Madencilik
sektöründe robot kullanımı konusu dile getirilince ufak bir araştırma
yaptım. Robotik kontrol konusunda ülkemiz maden mühendislerince
hazırlanmış detaylı bir dökümana ulaştım.(*)
Belgede şu ifadeler
vardı; “Madencilik sektöründe yapay zeka ve robotik kontrol
tekniklerinin gittikçe artan bir şekilde kullanımı, yakın gelecekte
maden mühendislerinin, alışılagelmiş madencilik eğitimine ek olarak, bu
konularda da bilgi sahibi olmalarını gerektirmektedir.”
“İnsan
müdahalesine ihtiyaç duyulan çok dar damarlar ve cevher kütleleri
haricinde, yüzde yüz otonom bir maden işletmesi, yakın gelecekte
görülebilecek, hatta faaliyetteki pek çok maden işletmesi, tamamen
robotik kontrol altına alınacaktır.”
Belgede ayrıca bu konuda
yapılan çalışmalar sonucunda önümüzdeki yıllarda madenlerde robotik
kontrolün yaygınlaşacağı ve madenciliğin tüm aşamalarının bilgisayar
denetimine geçeceği öngörülüyor. Çalışmaların hızlanmasını ve bu
felaketlerin artık son bulmasına vesile olmasını diliyorum
Şimdi
bize düşen; şehitlerimizin ailelerine güzel bir hayat sunmak, onları
koruyup kollamak. Bölgeye yiyecek- giyecek göndermek, ihtiyaçlarını
giderip, onların hayatlarını kolaylaştırmak. Eşlerine, çocuklarına, anne
babalarına şehitlik makamını anlatmak ve böylece kalplerine sevinç
koymak…
Allah şehit kardeşlerimizi rahmetiyle sarsın.
Yakınlarının kalplerine sabrı raptetsin. Yaralı kardeşlerimize acil şifa
nasip etsin.
Dipnot: Yeni bir gelişme AK Parti’nin, Soma’daki
maden faciasının araştırılması için TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırma
Önergesi sunmuş olması. Bu felaketin meydana gelmesinde ihmal, kusur ya
da dikkatsizlik; sebep her ne ise ortaya çıkarılmasını ve elim kazanın
tüm boyutlarıyla araştırılıp, her yönüyle aydınlatılmasını bekliyoruz.
Fuat Türker
(*) www.maden.org.tr/resimler/ekler/0c66082c124f8af_ek.pdf