Aşığın bağrı yaralıdır. Gurbet ele gitmiştir, ekmek parası için. Ayrılığın hasretine alışmamış gönlü hıçkırıklarla ağlamaktadır. Gurbet, ona ölüm gibi gelmektedir. Geride bıraktığı sevgilide aynı durumdadır, lakin elden bir şey gelmez, hayatın ağır şartları iş bulamamanın sıkıntısı ile gurbet ele götürmüştür.

 

Yıl 1970’li yıllar telefon yok sadece mektup var, o da gidip gelmesi bir ayı buluyor. Atadan deden kalan toprak yok, gerçi konu komşu gitme buralarda kal demesine rağmen, sevdiğini önce Allah’a sonra komşularına bırakarak, daha güzel bir yaşam için gurbete çıktı. Lakin çıktığına da bin pişman oldu.

 

Geri dönüşü nefsine zor gelir, şeytan gitme nasıl bakarsın insanların yüzüne derse de, elinin tersi ile tersler, gurbeti terk için yola çıkar. Ayrılığın hasreti zordur gönül dayanmaz. Biliyordu hiçbir komşusu ona neden geri döndün demez bağrına, basardı.

 

Yar yanımda olsun bir domates soğan bir parça, ekmek olsun yeter dedi ve evin yolunda, uçan kuşlar gibi uçarak yola koyuldu. Hasretin büyük fırtınası yüreğini param parça etmişti, yârin hayali gözünde tütüyordu. Aldı yine gönül sazını eline

 

Ey hasret ey gurbet seni tanıdım

Yüreğimi yaktın tarumar ettin

Pişmanlığın ateşi ile beni yaktın

İşte gidiyorum yârin yanına

 

Artık benden uzaklara git

Bir daha uğramam yoluna

Hasretin izi yüreğimde

İşte gidiyorum yârin yanına

Mehmet Aluç

 

( Hasretin Yükü Ağırdır başlıklı yazı kul mehmet tarafından 16.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.