Gözler yolda bekler yârin dönmesini, dönerim der dönmez. Beklersin gece gündüz gönlün heyecanı ile araya giren acılar ile. Gönül teline dokunursun usul usul gönül telinde ses çıkmaz.
Yüreğin ateşi yükselir yanarsın kor alevlerde, bekleyen gelmez. Savrulursun yollarda kıvrım kıvrım ararsın bulamazsın çarene derdine çare, duymaz nazlı yar uzaklarda, yollar derdine derman olmaya yoktur mecalim diyor.
Hayra alamet midir değil midir bilinmez, savrulursun dağlara
ovalara vadilere yâri aramak için, gittiğin yollar yol değil nazlı yârin gönlü
hoş değil sanki sır olmuş kaybolmuş. Bir an gönlünü kırmışsındır özür dilemek
için gidersin, bulamazsın bulamazsın bulamazsın!
Ayrılık ateşi yandı mı sönmesi zordur, ölümden zordur bu yol. Sende yakarsın tüm gemilerini, ayrılıksa ayrılık madem gönlünde bir parça hoş görü yok, anlayış yok ayrılıksa ayrılık der yakarsın, tüm gönlünü gemilerini.
Ayrılık
yoluna girilir yollar ayrılır, artık herkes kendi yolunda. Artık dert bitmiştir,
derdini anlatacak kimseyi aramaya da gerek kalmamıştır, sen sağ ben selamet,
gönül ise yaralar içinde kan ağlar. Yaraların iyileşmesi zaman alır ve hayat
devam eder ayrı yollarda.
Gönlümü viran ettin
Bir sözüme küstün gittin
Bilmem ki ben sana ne dedim
Az sana dilini tut dedim
Gönül kırıcı söz söyleme dedim
Sen kapıyı çarptın gittin
Ayrılığı bize reva gördün
Bir parça hoş görüyü bana çok gördün
Ayrılığın yolunu sen ellerinle ördün
Mehmet Aluç