Pişmandır deliler gibi hatta deli danalar gibi. Yar kendini sevmişti ama o kıymetini bilememişti. Her gün gönlünü kırıcı sözler söyleyerek azarlardı. Hem böyle yapardı hem de neden mutsuzum diye kara kara düşünürdü.
Belki aşkı sevgiyi bilmiyordu, öğreten olmamıştı belki de aileden öyle
görmüştü, lakin mutsuzdu.
Yârden ayrılmıştı. Başka çıkar yol bulamamıştı mutsuzluğuna, oysa kendi
hatasını görmeyecek kadar kördü.
Gönül bahçesi kurumuş bülbüller yerine kargalar baykuşlar ötüyordu. Yine
olmamıştı. Oysa o kadar aşk filmi izlemişti ve hep bunlar filimde olur diyerek
gerçek hayatta ağzına gönlüne tatlı bir söz almamış sevdiğine söylememişti.
Filimler de sevenler gönüllerine aşk ile çağlayarak koşmasına imrenerek bakar
fakat uygulamak için hiç çaba göstermezdi. İşte yine yalnızdı ve yine hatasını
görmeden ayrıldığı eşinden hata bulmuştu. İnsanız ve hep böyleyiz, hatamızı görmeyiz
hatayı başkasından ararız, neden ise bilinmez.
Az gönül sazına dokunalım mı?
Seveyim dedim sevemedim
Bir gönle gireyim dedim giremedim
Ne suçum vardı bilemedim
Ben mutlu bir gün göremedim
Hata bende imiş anladım
Yâri boş yere boşadım
Yar şimdi tekrar mutlu olalım dese
Göbek atarım aylarca biraz yar bana gel dese
Mehmet Aluç