Ben 1962(64) Diyarbakır Hazro- Kırmataş Köyü doğumluyum 4 yıl 4 aylıkken nenemin tavsiyesi üzere Kuran-ı Kerim dersini almaya gönderilmişim. 1973 ilkokul mezunuyum. 1978 mayıs ayında 16 yaşındayken evlendirildim. 1982 yılına kadar Arapça tahsilini gördüm, bu arada orta okulu dışarıdan bitirip 1982-1983 eğitim öğretim yılında Diyarbakır Lisesine kayıt oldum. Liseye kayıt olduğumda 2 çocuk babasıydım.Yüksek tahsil yapabilmem için takdiri ilahi 3 noktada ayan tecelli ederek okuyabilmem için alt yapı hazırlamıştı.

1-Babamın hayatta kalan ilk çocuğuydum askerliğe daha güçlü ve zinde gidebilmem için 1962 yerine 1964 doğumlu kayıt edilmiştim yoksa ara verdiğim için 20 yaşında bir geç olarak liseye kayıt olmam mümkün olmazdı

2-Evli 2 çocuk babası olmama rağmen resmi evliliğim yoktu (eşim saklı nüfustu) aksi takdirde evli bir kimse liseye kayıt olamıyor.

3-Orta okul bitirme sınavına girdiğimizde arkadaşlarım kuru kuruya yardımlarla geçerken ben ise okumaya niyetli olduğum için çalışıyordum bir gün cevaplarımdan emin olmadığım için iki sınıfın cevaplarını silip hocanın dediğini yazdım.kopya sayıldı 36 dersten 34’ü geçmişti ikisinde de sıfır almıştım Çok üzüldüm sonra 1980 ihtilali oldu o dönemde mezun olan herkesin diploması iptal oldu. ben kalan iki dersimi de başararak 500 kişi arasında mezun olan 2 kişiden biri oldum.

Ne demişler “Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az” yani ben bu üç olayda bir hikmet olduğuna inanıyorum daha hayırlı gelişmelere vesile olmasını diliyorum.

Lise öğrenimi için kendimi yeterli his ediyordum.Mezuniyet belgesiyle kayda gittim .

Onaylı fotoğraflı olmadığı için kabul edilmedi.Ben mahalle muhtarına onaylattım.Lise Müdürü A.Vehap KOÇ bey(Allah rahmet eylesin) bana çok kızdı ve orta okul müdürlüğünce onaylatmamı istedi.Okula vardım okul memur ‘esi örgü örüyordu “işim yok sana bir daha yazayım” dedi ve yazmadı.o zamanlar ofis semti çok gözde idi ben ofise doğru gittim bir arzuhalci bulurum diye Mehmetçik ilkokuluna kadar gittim içeriye gitme cesaretinde bulunup durumu izah ettim .okulun müdür yardımcısı Abdullah bey şevkle elimdeki belgeyi alıp örneğini çıkardı.mezun olduğum Merkez orta okulu müdürüne onaylattı.(şimdiki Mustafa Kemal İlköğretim) Beni tanıyan ve yönlendiren Abdullah Hoca adında bir ilim adamı bana veli olmuş ve liseye kaydımı yapmıştı,ama babama söyleme cesaretinde bulunamıyordum onun için bir hafta gecikmeli olarak okula gitmiştim Kaldığım ev yarım duvarla ikiye bölünmüş tek odadan ibaret olup penceresi yoktu kapıyı kapattığımızda elektrıği yakmak zortunda kalıyorduk.Ben yaşımın getirdiği olgunlukla bu eziyetin boşa gitmeyeceğine inanıyor uydurduğum şarkı türkülerle evime neşe katıyordum.geçimimiz için köyden destek alıyorduk yazın köyde çalışıyor kışın babamızın desteğiyle okuyorduk(Allah anne babamdan razı olsun) Lise 2 de teşekkür belgesini alınca babam çok mutlu olmuştu hala babamın evinde asılıdır.

***bu paragraf üzerine makaleler yazılabilir.

Lise öğrenimim boyunca ara vermenin sıkıntısını hep hissettim.üniversite sınavıma da yansıdı 1985 yılında Eğitim Fakültesi 366 MF puanıyla öğrenci alırken ben 400 MF puanı alarak 3.tercihim olan D.Ü.Eğitim fakültesi kimya öğretmenliğini 1.likle kazandım hedefim D.Ü.Tıp Fakültesine gitmekti.ama 440MF puanını alamadım.
1986 yılında İmam-Hatip Lisesinin fark derlerini vererek diplomasını aldım.1987 2 Temmuzda İmam-Hatip oldum.Atık ben maaş sahibiyim 2 kardeşimle birlikte merkez köyden her gün şehre gidip geliyoruz.1989 da yeterlilik sınavına girdim İstanbul Kasım Paşa Orta okuluna atamam yapıldı gidip yerimi görmeme rağmen feragat ettim.askerliğimi Yedek Subay öğrenci olarak Ankara Polatlı’da Yd.Sb.Öğretmen olarak Ordu Aybastı İmam-Hatip Lisesinde yaptım.

Bir asker arkadaşımla birlikte aynı okula asker öğretmen olarak düşmüştük. bana şöyle diyordu Eyüphan konuşmaya çalış sende bilgi var etrafa yayman lazım.ben ise az konuşmaya alışmıştım hala da öyleyim fakat yazmaya başladım.

Aybastı imam-Hatip Lİsesinde 20 öğretmenle düzenli bir eğitim –öğretim yapıyorduk Teskere aldığım gün,tüm öğretmenlerin hazır olduğu uzatılmış bir teneffüs arasında şu kısa konuşmayı yaptım.
“Arkadaşlar!.. beşeri sistemlerde adalet, hak- hukuk kavramı kıvamında olmadığı için toplum daima bir arayış içindedir.Sovyet Rusya dağılmadan önce vatandaşlarımızın komünist rejimden bir medet ummaktaydı şükürler olsun Rusya dağıldı demir perde arkasındaki sıkıntı ve sefalet yerini özgürlüğe bıraktı.İnsanımızın bir daha yanlışa sapmamaları için İslamiyet’in gözeliklerini gençliğimize anlatalım bilmiyorsak dahi öğrenelim ve öğretelim çünkü asıl kurtuluş reçetesi oradadır.Bir yıl boyunca kayda değer bir sorun aramızda yaşanmadı varsa benden taraf size olan hakkımı helal ettim sizden de helallik diliyorum”.tüm öğretmenler duygulu bir an yaşadılar biri dayamayıp deyi verdi “arkadaşlar bilirsiniz ben solcuyum ilk defa bir konuşmadan bu kadar etkileniyorum”.

***Şunu itiraf edeyim ki, o konuşmam bir yıllık hayatımın ürünüydü.

Askerlik sonrası Afyon Emirdağ Aşağı piribeyli Lisesine ataman yapıldı kurucu müdür olarak göreve başladım çok güzel yıllar geçirdik Bir gün beldenin imamı hazır değil ben Cuma hutbesini okudum yaşlı bir amca ağlamaklı bir sesle ellerini semaya açmış şöyle diyordu “aman Allah’ım bu rüyamıdır gerçek mi? Bir lise müdürü Minbere çıkmış hutbe okuyor…bu ne mutlu bir gün ne mutlu bir zaman” Yine bir gün ben çocuklara İstiklal Marşımı okutunca bir dede ellerini semaya kaldırarak “Allah’ım bu da Kürt dağda çarpışanlar da Kürt nasıl olur ya ilahi ...böylelerini çoğalt Allah’ım”.okuldan mezun verdikten sonra mecburi ve keyifli hizmet için tayın istedim(Başka türlü memlekete gelemezdim. zaten gelmeyeli 2 yıl olmuştu) Şanlıurfa Siverek Lisesine tayınım çıktı.1995 8 Agustosta göreve başladım çalışkan bir ekiple Siverek öğrencilerini yetiştirdik ve kendilerine rehberlik ettik ekibin ağabeyliğini ben yapıyordum 1997 yılında 11 tıp öğrencisi Siverek’ten çıktı.onlarla gurur duyuyorum.bir az da özel öğretimi deneyelim diye istifa ettim 6 yıl özel dershanelerde çalıştıktan sonra 2003 te tekrar Milli Eğitim bakanlığının bir neferi olarak Siverek lisesinde göreve başladım.Ergani METEM-Fen lisesi-Melik Ahmet lisesi müdürlüğü ve Alparslan lisesi müdürlüğünü halen yapmaktayım. Koordinatör müdürüm Şiddetle mücadele eylem planında il yürütme kurulu üyesiyim Hizmetimin 22 yılındayım enerjim ve vizyonuma bir okul dar geliyor.Bakalım zaman neyi gösterir.


İlginç anekdotlar

1-Siverek lisesinde bir gün öğretmen öğrenci tartışması yaşandı. ikisinde de suç vardı ama öğrenci daha suçluydu ben olayın şahidi olarak öğrenciyi suçlayınca öğrenci bana “sen yalan söyledin dedi ben de olabilir senin dediğin olsun dedim.öğleden sora müdüriyete çağırıldım baktım öğrenci mahcup mahcup bir kenarda duruyor Müdür dedi ki öp bakayım hocanızın elini. ben dedim ki yok efendin ne hacet yalancının eli öpülür mü? Çocuk bir kat daha üzüldü dönem sonuna kadar o ezikliği içinde his etti.

2-Meslek lisesinde öğretmenim, İstiklal marşı okutulunca az öğrenciler rencide ediliyordu,
-Bak iyi okumazsanız saatlerce bekletirim
-Yüksek sesle okuyun eşek herifler
-Bazen yarıda bırakılarak- olmadı olmadı yeniden başlayalım...vs.
Nöbetçi olduğum bir gün ben okumak istedim. müsaade edildi...öğrencilere tatlı bir bakışla nazar ettikten sora,şöyle bir beyit dilime geldi

Şu bayrak ki rengi ecdadımızın kanı
Onu yüceltmezsek ne edelin bu canı

Öğrenciler şanına uygun istiklal marşını okudular.
Okulun edebiyat öğretmeni:Mehmet Akif’ten mi okudun hayır dilime geldi dedim.hayret etmişti(ayıptır söylemesi bir az şairim de)

3-6 eylül 2006 da sorunlu bir okul olan Melik Ahmet lisesine müdür olarak atandım hizmet yılı 20 ve daha üstü olan 10 kadar öğretmenlerden Yüksek İstişare Kurulu (YÜİK)adında bir kurul Öğretmenler kurulu kararıyla oluşturdum .aylık değerlendirmeleri bu kurulda yapar bir sonraki ayın çalışmalarını belirlerdim .bu kurul kıskanıldı ,zümre başkanlarını da aldım bir daha kıskandılar toplantı tarihinde müsait olan her öğretmene açık tuttum.okulumuz huzura kavuştu.verimimiz arttı.3 ay zarfında hayat normale döndü okulun 15 yıllık öğretmeni "Allah senden razı olsun müdürüm, bize can güvenliğini sağladınız" dedi.

4-Alparslan lisesinde öğrencinin birisi kılık kıyafet disiplinine uymuyor.ikiden bir öğretmenler onu şikayet ediyorlar ben okul müdürü olarak onu disipline verdim ifade verdikten sonra sacını kesip getirip masama bıraktı ve dedi ki "hepi hepi bunun içindi" ben bir az sert bir edayla" kaldır o saçı oradan" dedim,kaldırdı ikinci gün anlamlı bir konuşma yaptım öğrencim geldi üzür diledi.ve günden güne düzeldi.

Hayatımın dersleri

1-Yoksullukla mücadele
2-Umut var olmak
3-Bazen kırmadan büyükleri aşabilmek
4-Güvenilir kimselerden yardım dilemek
5-Milli benliğini korumak
6-Maaş hesabıyla çalışmamak öğretmenlik ruhunu taşımak
7-İnsan sevgisiyle yaşamak
8-Hoş görülü olmak
9-Ailesinden kopmamak
10-Açık sözlü olmak
11-Yaşantısıyla çevresine güven vermek
12-İcap ederse çok çalışabilmek
13-Sabırlı olmak
14-Başaracağına inanmak
15-Kanaat sahibi olmak
16-Onurlu bir hayatı paraya pula değiştirmemek
17-Geçmişinden atasından utanmamak
18-Hakkını arayabilmek
19-Yanlışa tepki gösterebilmek.
……Bütün bunları düşününce diyorum ki, iyi ki bu hayatı yaşamışım(özetin özetidir ne diyeyim)
EYÜPHAN KAYA
( Hatıratımdır başlıklı yazı Eyüphan KAYA tarafından 12/1/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.