ÖĞRETMEN  EVİNDE  HAVADAN  SUDAN

           Ahmet AYAZ

     Gaziantep Ekspres Gazetesi 12 Şubat 2019

      ……………………………………………………………..

          Bu günkü sohbet yazımın başlığına   “Öğretmen Evinde  Havadan  Sudan” dedim. Ama, bu yazımı okuyunca, acaba Av. Orhan Bali Ağabeyimiz ne diyecek diye düşünüyorum da, diyecekleri ben zaten dedim. Havadan sudan diye. Kimseye söyleyecek söz bırakmadım kanaatindeyim. Gelelim sohbet yazıma.

       Gaziantep Öğretmen Evi Lukali,  emeklilere çok güzel bir buluşma ve sohbet yeri haline geldi.  Yeniden  düzenleme yapılarak, daha da güzelleşti. Biraz da değişikliğe uğradı.  Eğer kimse dokunmazda böylece kalırsa. Öğretmen Evi kartım yok iken ben, Öğretmen Evi Lukaline, gazeteci  kimliği ile girerdim. Şimdi maşallah herkes sözü edilen yerde oturup çayını kahvesini içiyor. Bazen işe yaramaz kimselerin dengesizlikleri de emekli öğretmenleri ve bizleri  rahatsız  etmiyor değil. Fakat Öğretmen Evi Müdürüne yapacak bir şey olmadığını düşünüyorum. Zaten  öğretmen Evi Müdürü  Yasin Vırıt Bey, gereken güzellikleri  yapıyor, yaptırıyor. Sağ olsun makamda  boş oturmuyor. Neyse hele burada söz bitsin diyorum.

       Yukarıda dedim ya, sohbet yeri diye. Biz de birkaç kişi,  Hengirmen Köyü Ağalarından  Emekli Mimar Rasim Hengirmen, Emekli Av. Orhan Bali, Emekli bankacı ve çok eski  arkadaşım   Ömer Güler Bey ile  birlikte,  Rasim Hengirmenin Çay sohbetinde bir araya geliyoruz  dersem,  yanlış olmaz kanaatindeyim. Bazen de bizim kuşaktan Ahmet Özcan, Ali Yıldız, Doğan Özcanlı, Şıh Mehmet Karaalp, Hüseyin Altınsoy,  Süleyman  Bozgeyik, Mustafa Erdoğan ve genç kardeşimiz İsmail Çelik  gibi dostlar ile beraberliğimiz oluyor. Bu birlik ve beraberliğimizde, Köyümdeki çay ve sohbet odalarını, hatırlarken, kendimi Barak odalarında  sanıyorum. Burnuma  mırra kokuyor sanki. Yalınız Rasim Hengirmen Bey  bize ikramda bulunur ve güzel fıkralar anlatır.  Aslında ben, yerine göre biraz çokça konuşan birisiyim.  Ama bunların arasında dinlemeyi daha çok seviyorum. Çünkü güzel konuları, yararlı şeyleri anlatıyorlar. Tıpkı Rahmetli  Av.. Şevket Olcay  gibi. Şevket Olcay da unutamadıklarım arasındadır. Öğretmen Evi Lukalinde, en çok da hoşuma giden,  Av Orhan Bali’nin,  ağayı ağırlamasıdır. Ama nasıl ağırladığını da burada söylemem  gerekmiyor. Ben burada ağanında, Bali’nin de kulaklarını çınlatıyorum.

       Rasim Hengirmen Bey,  bir gün bize küçük bir  fıkra anlattı. Sizin ile paylaşayım dedim.  “İki yaşlı arkadaş bir parkın, bir köşesinde buluşur, saatlerce otururlarmış. Fakat hiçbir şey konuşmazlarmış. Biri birinin yüzlerine saatlerce baktıktan sonra,  haydi  hoşça  kal diyerek ayrılırlarmış. Vatandaşın birisi sormuş “Yaho demiş,  siz iki  arkadaş burada saatlerce oturduktan sonra, biri birinizle bir kelime bile konuşmadan ayrılıyorsunuz. Neden? “ Demiş. Onların birisi cevap vermiş. Biz çok eski  arkadaşız. Biri birimize anlatacak hiç bir şeyimiz kalmadı, anlatacak ne var ise,  hepsini anlattık demiş.  Vatandaş bu defa yine soruyor. “ O zaman burada ne işiniz var? Niçin buraya geliyorsunuz?” Deyince de, ola ki, söyleyecek bir sözümüz olur diye burada buluşuyoruz” demiş.

       Söz konusu bizim dostlar da, güzel  konulara girerler, güzel şeyler anlatırlar dedim ya; Ben de bu doğrultuda doğru yol seçmişim  demek ki. Kültür sanat ve  edebiyat toplantılarının bir çoğuna, ve had da kurucusu olduğum derneğe bile gitmiyorum. Neden mi?  Sanatçı değil de, sanatçı olma heveslilerinin, anlamsız ve boş sözlerini dinlemekten usandım ve bıktım. Onun için gitmiyorum. Sağ olsun ağamız Hengirmen’in bu fıkrasında ben haklı ve doğru bir davranış biçimi sergilediğimi gördüm ve inandım. Şimdi burada, havadan sudan anlattıklarım da, bu günlük bu kadar, yeter diye  düşünüyorum.

       Saygıdeğer okurlarım; Beni unutmayın: Sizler ile sohbet köşemde yeniden buluşalım. En güzel ve mutluluk dolu günler, hep ve hepimizin olsun diyorum. Hoşça ve dostça kalınız.

      

( Öğretmen Evinde Havadan Sudan başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 11.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.