1 Rüzgar Söz
Yatılı okul günleri,kök salar insanın ileriki yıllarına.Bu kökler,gövde,dal ,yaprak derken zamanı gelir koca bir ağaç olur kişinin hayat ormanında .Dallarında bazen acı bazen tatlı meyveler olur.O günlere geri dönüp dokunmak bir başkadır.…..
Saat ikindiye doğru ilerliyordu. Hava dışarıda tüm cazibeliğini sergiliyordu.Fırsattan istifade çarşıya çıkıp biraz dolaşayım dedim.Elimde içinde hiç de içinde yazmaya alışık olmadığım bir defter vardı.Önce bu defterden kurtulmalıydım.Bu defter elimde olmamalı;bir yere atıp öyle çıkmalıyım dedim.Sınıfımız orta bloktaydı.Bloğun kapısına yöneldim.Ancak dış kapı kapalıydı.Sınıf pencereleri bazen açık bırakılırdı.O aklıma geldi.Hemen ön cepheye döndüm.Başladım açık pencere bulmaya.Bir taraftan da onları ellerimle yokluyorum.Bir elimdekine ,bir pencerelere bakıyorum.Durmadan da nöbetçi gibi gidip geliyorum.Bu vaziyetimin ne kadar yaşadığını şu an hatırlamıyorum.Nihayet oradan ayrıldım.Ertesi gün öğretmenimiz sınıfa girdi.Temizlik ,yoklama… derken.derse geçildi.Bir ara öğretmen bulunduğum masaya yöneldi.İşte o an ben de hiç sevmediğim bir durumla karşı karşıyaydım.İçimde hep kendimce bildiğim duaları edip; öğretmenin bana dersle ilgili hiçbir şey sormamasını niyaz ederdim.Daha doğrusu dersler benim için bir karabasandı.Ben hiç çalışmıyordum.Doğru düzgün okuma, yazmam bile yoktu.Güya üçüncü sınıftayım.Bilindiği gibi eskiden dersler ezbere dayalıydı.Konuyu ezberle, çık karatahtada anlat.Kim fazla ezberleseydi,anlatsaydı “sınıfın en çalışkanı!”olurdu.O güne kadar ben kim,dersi anlatan kim. Öğretmen gözlerimin içine sevinçle bakarak”Aferin Abdulkerim, ders çalıştığını gördüm ,demek ki artık çalışıyorsun,aferin sana.”dedi.Neye uğradığımı şaşırdım.Çünkü hiç çalışmıyordum. Öğretmenin, birisini bana benzettiğini düşündüm.Meğer ki bir önceki gün bloğumuzun karşısında bulunan okul kütüphanesinde öğretmenler toplantısı varmış.Beni pencereden gören öğretmenim,o gidip gelmemi-defterden kurtulma çabalarımı- ders çalışmaya benzetmiş.Benim için asıl mesele o zaman başladı.Kendi kendime bu öğretmen benim ders çalıştığımı zannediyor dedim.Kara kara düşünmeye başladım.Bundan sonra durum değişmeliydi…Ne edip de bir daha öğretmenin gözünde çalışmayan öğrenci durumuna düşmemeliydim?...
Her zamanki gibi akşam yemeği yedik,bir saatlik etüt çalışması akabinde yatakhanelerimize çekildik.Yatakhanede samimi bir arkadaşı kenara çektim,sabahki dersle ilgili durumu kendisine izah ettim.Ders çalışmazsam öğretmene karşı çok ayıp etmiş olacağımı belirttim.Bana dedi ki:sen de çalış! Bu benim için ikinci şoktu adeta.Bilmediğim bir şeyi yapamazdım.Kendisine çalışmanın nasıl olacağını,konu nasıl anlatılır gibi sorular sordum.”Sen konuyu bir kere oku,sonra kitabını kapat,aklında ne kaldıysa onu anlat.”dedi.Ertesi günün Hayat Bilgisi konusu “Kış Hazırlıkları” idi.Konuyu okumadan da anlatabileceğimi belirtti.”Örneğin kış hazırlıkları olarak siz evde ne yapıyorsunuz?” diye sordu.Ben de soba,yakacak,kalın elbise..gibi şeylerden bahsettim.”İşte hepsi bu kadar.”dedi.
Sabahı artık iki iple çekiyorum adeta.Sabah etüdü,kahvaltı,tören,mıntıka temizliği derken …sınıfa girdik.Öğretmen sınıfa girdi.Sıra derse geldi.Öğretmenin” kim konuyu anlatacak?”demesini dört gözle bekliyorum.Nihayetinde soruyla beraber parmağım bir kurşun gibi fırladı.Yaşa bana! Galiba öğretmenimin beklediği an gelmişti.Başka kimi kaldırabilirdi ki? Bani tahtaya çağırdı.”Aferin,çalıştığın bellidir.”dedi.Sevincime diyecek yoktu.Bir kaç kelimeyi çat pat anlattım.Bir daha “aferin” aldım…..
Günler bir birini kovalarken günbegün çalışkanlığım artıyor.Gözlerim açıldı.Parmağım havadan inmez oldu…derken çalışkanlığım diğer derslere de sıçradı.Yıl sonlarına doğru sınıfın “en çalışkanları” arasında yer kaptım.Dördüncü sınıfta “sınıfın en çalışkanı”oldum.Beşinci sınıfta ilimizde yapılan bilgi yarışmasında ilçemi temsil ettim.Ve ilde ikinciliği elde ettik.
Öğretmenin bir sözü, beni bir rüzgar gibi önüne alıp götürüyordu.DPY,Anadolu sınavları derken ikisini de iyi bir derece ile kazandım.İstanbul’da güzide bir Anadolu Lisesini bitirdim.BEN ÖĞRETMENİMİ ÇOK SEVİYORUM.

23/02/10 abdulhalim eken
( Rüzgar Söz başlıklı yazı abdulhakim-e tarafından 23.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.