Şiir
Gözüyle
Gönlüyle Bakmak Ve Dokunmak-2
Şiirle
insanın gönlüne
bakmanın
yazmanın
latifesi hoşluğu
ile doldurduğu boşluğu ile
her soruya cevap oluyor, bazen insanın yalnızlığını, bazen
yalnızlığına dokunarak anlatımına ben bayılıyorum… Seviyorum şiirle
bakmayı
sevmeyi, gülümsemeyi,
gülümsetmeyi... Asla şiirde
dokunuşlar bitmez, her anı dokunuşuyla
çiçek
kokusuyla doldurduğunda
geriye de ileriye de gitsen aynı güzelliği
muhakkak ki var bulursun içinde. Dokunur her hangi bir satırla Gönül’e yalnızlığa
insana yarına, muhakkak
ki bir şeye anlatır
canlandırır, hatırlatır insana… Buyurun az bakalım görelim hissedelim…
“Konuşmaz
çoban söyleşmez
kimseyle
Kavalıyla koklaşır, koyunlarıyla anlaşır
Mutludur, tek başına yaylalarda
Yalnızdır, yalnızlık kaderidir çobanın” Alıntıdır
Çoban ekmeğinin
kazancının peşinde yayla koyunlarıyla baş
başadır.
Uçsuz bucaksız yaylalarda insan geçmez ovalarda kuzularını koyunlarını otlatır.
Söyleşecek
kimse yoktur kendinden başka, kavalından
koyunlardan ağaçlardan taşlardan
başka,
kavalıyla onlarla konuşur. Yaylalara
sesiyle kavalıyla ses olur. Bazen yalnızlıklar paylaşılamaz, paylaşılacak an yoktur
kimse yoktur, mutlu olmak zorundasın, mutlu etmek zorundasın, kaderindir… Bazen
kelimeler ile gerçek arasında bir uçurum vardır, uçurumları kendini mutlu
ederek yok edersin yok olur uçurumlar. Şimdi
diyen de olabilir hiçbir kelime düşünce gerçeğin
yerini tutmaz yani yalnızlığı arasındaki uçurumu yok edemez, gel
gör ki insan mecbur kalırsa kaderi bu ise, hayatın bir yerinde tutunur, unutur yalnızlığını
mutlu olmazsa da, mutlu olması gerektiğini
hisseder başka yolu yoktur… Şiirin
dokunuşuyla
yaşarken,
her şeyi
yeniden yoklamak gerektiğini vurgulayarak,
dilin fikrin aldanışlarına kapılmamak gerektiğini
şair,
gizli olarak söylese
de fark ediyor insan. Bu nasıl olur? Mutsuz anları mutlu düşünce ile yok eder
siler insan. Zira mutsuzlukla dolu düşünceler bilinen
kelimeler hayatın manalarını siler, silmek yerine yenilerini eklemek gerekir bu
zor olsa da çobanın görevidir sadece çoban değildir,
gönülde mutlu olmanın yolunu arayarak bulandır. Üstat Özdemir Asaf ne güzel anlatmış. Buyurun…
Sana bu güzellikler
bizden kalsın.
Bugünlerden bir şeyler
bizden kalsın…
Senden almak
isterler, bizi söyle;
Geleni bize gönder,
bizden alsın.
Özdemir Asaf
Öyleyse bizler mutlu
olmak mutlu etmek için her şeyi yeniden düşünerek yolunu aramak
bulmak zorundayız, ya da sahip olduklarımızla mutlu olmayı denemeliyiz, fikrin
benliğimizin
aldanışlarına kapılmamak lâzımdır, çünkü bu hayat
bize lazımdır.
Mehmet Aluç