Bir Güldükten Sonra Hep
Ağlamaya Yıkılmaya Yok Olmaya Başladık Neden? Ne İçin?
Kapalı kapılar
dediğimizde aklımıza ev ve odaların kapısı mı geliyor yoksa kapalı tuttuğumuz
içinde sevgi aşk dolu duyguları çürütmek için açamadığımız gönül kapısı mı aklımıza
geliyor? İsterseniz bunu bir kendinize sorun ve benim gibi şaşırın kalın! İlk
önce aklınıza gelmeye bilir benim gibi sonrasında etrafınıza bakınca bunca suratı
asık insanları kendinizi görünce o an fark edeceksiniz kaplı kapı denilince
aklınıza neyin gelmesi gerektiğini. Öncesini şu anda düzeltmek zor en iyisi
ileriye doğru şu anı düzeltmek elimizde açalım gönül kapılarını az içeriye hava
açalım penceredeki kapalı siyah perdeleri güneş girsin içine, şöyle bir hava
alalım kendimize gelelim…
Ne faydası olacak
demeyin karşımızdakini değiştiremezsekte biz değişmiş oluruz yoğun duygu ve
hislerle coşarken bizdeki değişikliği fark eden farkı fark ederek farklı olmak
için yaklaşır yanımıza ve o anda her şey değişir Rabbim izni ve yardımıyla. Yarım
kalmış günlerimi hatırlarken bu nedenle yarım kaldığını şimdi anlıyorum, varamadığım
çıkamadığım sokakların içinde bu nedenle kapalı kalmışım.
Bir katta kalıp diğer katlara
çıkmamak, kartpostala bakarak dünyayı çıplak gözle görmemek havasını güneşini
almamak bu olsa gerek başka ne anlamı olabilir ki gönül kapılarını kapatırken
içinde ki zavallı halimiz ancak böyle anlatılabilir… Verdiği mesajı almamak
umursamamak anlatamıyorum… Sevindirici bir karşılamayla karşılasak önce
kendimizi karşımızdakini ne kaybederiz ki? Hiç! Bir dost kazanmanın bir insanı
kazanmanın ötesindeki sevincine dünyanın elması altını karşılar ne de mal mülk…
Bunu bu âlemde biz mal mülk para peşinde olana anlatmak bir ıstırap lakin bu
ıstırabı sırtlanarak anlatmak varmak zorundayız ki, insanlık görevimizdir ki, bunun
eksikliğinde dünyanın hali perişanlığı rezilliği ortada!
Bide bu açıdan düşünün
konuyu vakıf olun ve bana cevabınızı söyleyin. Misler gibi âlem çiçekler
kokarken gönüllere çiçekleri gülümsemelerle ekerken onlarında mis gibi kokması,
şimdi her yerin çöplük gibi leş, çıkar rezalet kokmasından iyi değil midir? Ben
almasam diyenleri duyar gibi oluyorum o zaman çöplükte çürümeye ezilmeye hor
görülmeye devam et… Senden yarına bu pis kokuların taşınmasına rezil olarak
adının taşınmasına izin veriyorsan buyur…
Hayat senin için böylemi
bir anlam taşıyor bir sor kendine?
İçindeki duygu ve
hisleri bir öteye taşıyarak paylaşarak az çocuklar gibi şımarmayı istemiyorsun
mu?
Dinlediğin şarkıda
kendini insanlığı bulduğunu fark etsen sende söylesen coşkun duygularınla, baksan
etrafına onlarında sana bakarak bir adım atarak yaklaşmanı beklediklerin fark
etsen vallahi fark etsen çılgınlar gibi coşar havalarda uçar kendine kızarak
tokatlar atarsın neden daha önce bunu fark etmediğin için! Bu coşkular korkma
parayla satın almıyorsun gönlün içinde var, aç kapısını içeriden bu kadar, sev
sevil, sev sevilmesen de sev… Mutlusundur… Gönlün rafında sıkış sıkış büzüşmüş
heyecan his duygular ezilmekten kurtulsun onlarda coşsun seninle… Hayat senin için
ne ifade ediyor benim gibi sende düşün.
Ey, genç kanı gibi kaynayan pınar!
Ey, altına yatıp kaldığım çınar!
Söyledikçe hala yüreğim oynar,
Gölgende okudum kitab-ı aşkı.
Ey, kumrulu bahçem, sünbüllü bağım!
Ey, bülbülü derem, mineli dağım!
Sizinle geçti en güzel çağım,
Orada dinledim rubab-ı aşkı.(orada dinledim hissettim kalbimde ki aşkı)
Muhabbet bağında kendimden geçtim,
Ateşler içinde bir lale seçtim,
Yandı yüreciğim, kanarak içtim;
Kızıl dudağından serab-ı aşkı.(kızıl dudağından şaşkın şaşırarak hayran kalarak
aşkı bir an serap sandım kaybolacak sandım lakin ne seraptı ne hayaldi,
gerçekti)
İhsan Raif Hanım
Şimdi normal den normal
olmayan bir yola girdiğini düşünme, dün normal olmayan yoldaydın bugün normal
yoldasın bunu unutma, bende bunu çok yaşadım. Artık saatlerce boş gözlerle oturmak
yok hislerle duygularla coşacaksın coşturacaksın hayret ederek şaşkın
kalacaksın benim gibi…Gülme komik bir şey söylemiyorum doğrusunu ben yaşadım
söylüyorum, okuyorum hissediyorum taşıyorum coşuyorum varıyorum yazıyorum sana
doğru gönüldeki köprünün şemasını çizerek inşa ederek, hatta daha önceden
taşerona vererek çürük yapmadan kendim yapıyorum. İşte bak gülümsüyorsun fark
ediyorsun. Şimdi düşün bu halinle dün neler oluyordu ve ne içindi, değer miydi üç
kuruşluk menfaat çıkar için? Tabi ki de değmezdi, bu kadar rezilliğe ne gerek
vardı rezil olmayı seçtik! Yok, o açıdan yok bu açıdan başlarım yamuk açılara, iç
açılara dış açılara, bir açı var gönlün hisle duyguyla bakma sevme açısı gerisi
yalan dolan sonu viran… Yalanı fotoshop’la doğru şeklin farazi resmini çizerek içine
bir gülücük ekleyerek sunmuşlar, bir güldükten sonra hep ağlamaya yıkılmaya yok
olmaya başladık… Görünür olan bu olmamalı diyemedik haykıramadık yıkıldıkça
kalkamadık, kaldıranlara da karşı çıktık, şimdi artık yeter dedik ve teker
teker kalkıyoruz Rabbim yardımıyla şükür.
Mehmet Aluç