1
Normal Bir Olgunlukla Sözcüklerimle Mütemadiyen Yol Alıyorum İçinde Dünyayı Kendimi Sizleri Barındırmak Adına
Özendiğim bir düş olmak değildi, düşlerin içinde gezmekti düş kuranlarla beraber, bu düşsüz yaşamaktan evla idi, bunu seçtim, pişman mıyım hayır… Sözcükler her gün misafirim bende onların misafiriyim mütemadiyen…
Vurdumduymaz hiç değiliz çünkü kalbimiz, her an ritmik
atışıyla kapımıza vuruyor, duyun diye, koruyun kendinizi diye, bunu
duymamazlıktan gelir miyiz? Her an beraberce duyuyoruz… Ses etmezken, sesimiz
birlikte ses olurken, sessizlik parçalanıyor sesimizle mana çıkıyor ortaya bir
köşede dün saklı dururken… Bir başkaldırı edasıyla mana bizimle oluyor,
sözlerin saçaklarında akarken heceler aydınlanıyordu geceler… Tüketmiyoruz ne
varsa biriktiriyoruz sözleri, lazım olur diye huzura dair gülümseten, yeni
cümleler kuruyoruz yeniliğe değişime dair.
İstikrar, denge hayatın omurgası olan türetmeyi göstermeye
dair çalışmalarımız had safhada, huzursuzluğu silen sözlerin şemsiyesi altında
huzuru ifade etmeye çalışırken, çalışmalarımıza yanıt bulacak olan sizlerin
katkısıyla, aydınlatmanın peşindeyiz. Bazen sapmaların sapkın durağında başka
adrese yönelirken, bu sapmaları doğrultunun durağında doğal yaşamın içinde
yanıt arıyorum. Yakından yakına uzaktan uzağa bakarken, temel bilgilerin düz
bir ifadeyle ifade edilmesinin peşindeyim.
Kolay yanıtlar bulamayacağımdan emin iken hala cevapların
peşindeyim, kolay olanda cevap olmaz sergi olur oda sergilenirken, yanıt bulma
çabasından uzak olması sebebiyle yanıtların peşindeyim. Doğal olanı görmezden
gelemem, herkes görmezden gelse bile, farklı olana ulaşarak farklı olmayı
seçmem kendi tercihimden başka bir şey değildir.
Bir durak belki beş durak ileride ya durakta ya ruhumda saklı
olan meydana çıkacaksa, buna neden ben engel olayım ki? Bulgular şu an ilk
durakta değil belki ilerideki durakta bunu nasıl es geçebilirim ki? Bu
yönelişimin temelinde özendiğim düşlerin merkezinde, belki salınarak
gezineceğim, bu güzellikten neden mahrum kalayım ki, durmak yok devam yola
aramaya… Çok eleştiriler alsam da bu düşler düşten uzak deseler de duyan kim, onlar
duyulması gerekeni duymayanlarsa benim bunda ne suçum var ki, bende mahrum
kalayım!
Arayışımın karmaşalardan uzak karmaşaları silen bir çalışma
ise bunun aksini kim nasıl ispat edebilir ki, aramak varmak iken? Düşüncemin
tüm güçlülüğüyle kendime rastlayarak gönüllere varma telaşım ban bahşedilen
hediye ise neden vazgeçeyim arama düşüncemden?
Kimseyi kendime hayran
bırakacak bir uğraşın içinde değilim, hayranlıkla ifade edecek hisler
uyandırabilecek olanın peşindeyim. Bazen hisler anlaşılmasa da, bıraktığı izin
silinmeyeceğine de vakıfım. Her zaman alternatif bir yolun olduğuna kaniyim,
hayatımızı değiştirecek kararların her an bizi beklediğini de biliyorum az çok…
Bazen anlayamadığım derinlik olsa da biz yüzeysel geçsek te o derinliği, bir
gün bizi içine çektiği gibi şu anda beni çektiğinden de eminim artık. Bu
beslenmek adına ruhumun doyuma ulaşma haliydi. Olağan olmayan bir şekilde süren
hayatım, sözcüklerle sarsıntı geçirerek kendini bulma haliydi fark
edebiliyorum. Yorgun düşmüş bedenimin dinlenme haliydi bu çalışmayla,
dinlenmekle değil çalışmakla bu yönde yürümekle dinlenmek sağlanırdı buna
defalarca yazarken şahit olmuştum.
Bir gün ansızın bir şey gelir gönlün açık olan yerinden
içeriye girer o deliği kapatır, açıkta kalan üşüyerek zararlı fikirlerin
etkisinde kurtarır… Bu sızma olayı olsa da sızma değil sarmadır kuşatarak
korumaktır… Sıradanlıktan çıkaran bu sarma haline yazarken hep şahit
olmuşumdur. Bitiş dediğim kendimi ifade edemez anlardan kurtularak şimdi
yazmakla. anın bir başlangıç olduğunu hissederek hala yazıyorum. Karanlığı
olmayan hep gündüzü olan aşk gibiydi yazmak…
Aydınlık, karmaşanın bitmiş haliyle yansımasındaki yansıyan değil,
karmaşanın karanlığı yansıtmadan yansıyamadan sönmüş halidir diyorum. Normal
bir olgunlukla sözcüklerimle mütemadiyen yol alıyorum içinde dünyayı kendimi
sizleri barındırmak adına, tek başına beni barındırsam neşesiz sessiz kalacağım
o nedenle, beraberce barınmak çabasındayım. Saklı olana ulaşmak kaderimizde
varılacak yolu muhakkak vardır. Birlikte işlenmiş suça ortak olmak yerine,
ortak iyiliğin yolunda buluşmaya odaklanmak, suça ortak olmaktan daha güzeldir.
Köprüsüz yollara vadilere dağlara köprüler kurmak, bir sonraki kuşaklara,
geçilecek varılacak kolaylıklar sağlamak hepimizin görevidir bunu da böylece
ifade ederek söylüyorum. Yapılacak olan işi yorumların tepkisi altında kalarak
şekillendirmeye de gerek yok, bildiğin güzelliğin topluma yararı varsa durma
yola devam, güzel yorumlarla maskeli yüzlerin şakşaklarıyla toplumun zararına
olandan kaçmak dileğimle, selamlarımla.
Mehmet Aluç