Elle Değil Gözle Seçer Olduk!
Biz ekmeği de domatesi de elle
seçen insanlarız, bazen pazarda buna izin verilmezse de marketlerde reyonda
satıcı olmayınca, elle seçmeye alıştık. Bu günlerde abi eline eldiveni geçir de
seçin deyince ben aval aval yüzlerine değil, bir hışımla bakıyorum. Gerçi
onlarda haklılar ortalıkta mikrop dolu, birde onların yanında içimizdeki mikroplar
dahil olunca, hak vermiyor da değilim yani… Alışamasam da alışmaya çalışıyorum,
elden ne gelir?
Geçenlerde bakkaldayım, bakkalda
ekmek alan bir müşteri eline eldiveni geçirmeden dalı verdi ekmeklere, birer
birer kontrol ediyor bırakıyor. Dayanamadım.
-Hemşerim karpuz mu seçiyorsun?
Şaşırdı bana döndü.
-Görüyorsun ki ekmek alıyorum.
-Ekmek böyle mi alınır, bu pandemi de
bak orada eldiven var al giyin de al. Hem hepsini elledin, o reyondaki ekmeklerin
hepsini alacaksın.
Bir bana baktı hışımla, birde
içeride bakkal sahibine ve diğer müşterilere, onlarda benimle aynı fikirdeydi, adam
ıkına sıkına poşete ellediği ekmekleri doldurdu, parasını vererek bakkaldan
çıktı.
Bakkal Hurşit.
-Bravo mehmet abi, tüm ekmekleri
sattırdın, beni muhatap etmedin, yoksa elimde kaza çıkacaktı.
-Kavgaya ne gerek var Hurşit, güzellikle
akıllıca söylemek varken.
-Abi sana anlayışlısı gelmiş.
-Gelmiş gelmemiş önce kibarca
uyaracaksın.
Az ilerde bakkala doğru geleni
göstererek.
-Peki abi bak karşıda gelen Tayyar
geliyor, sen seyret bakalım, kibarlık ona kar ederek anlayışlı yapıyor mu?
Dedim hakikaten de haklı galiba, kafayı
sert kayaya çarptım.
Tayyar içeriye girdi.
-Hurşit, bana üç ekmek, iki
makarna, az domates ve biber verir misin.?
Hurşit ekmekleri, makarnayı, domates
ve biberi tartarak poşeti ona doğru uzatırken.
-Bu yanık ekmekleri neden koydun, domates
çürük biberler ezik, makarnalarında rengi solmuş.
Diyerek ekmek reyonuna yürüyerek, ekmekleri
tek tek seçmeye başladı. Ben.
-Beyefendi, ekmekleri eldivenle
alır mısınız?
-Ne eldiveni?
-Bak poşetin yanında duruyor, her
önüne gelen eliyle seçerse mikrop yiyeceğiz bu gidişle, zaten her yerde mikrop
var.
-Sen şimdi bana mikrop mu dedin?
-Hayır, korona mikrobu var elimizde.
-Varsa var ne olacak?
-O mikroplar elinizden ekmeklere
bulaşacak. Ondan sonra çocuklara bulaşacak, hanımlara bulaşacak.
Ben çocuklar ve hanımlar deyince
irkildi. Zaafı varmış nereden bilirdim, iyi de oldu. Tezgâha döndü aldıklarının
parasını vererek çıktı. Hurşit şaşkın şaşkın bana bakarken.
-Helal olsun sana nasıl da can
evinden vurdun!
-Can evinden değil, bam teline
vurdum ondan oldu.
-Abi bam teli de nedir?
-Bunu öğrenemedikten sonra sen zor
müşterilerini memnun edersin. Bir kimseyi, duyarlılık gösterdiği konuda ona yaklaşırsan,
her dediğini illaki yapmaya çalışır gayret eder Hurşit, şimdi aldıklarımı
aldığın derse say.
Mehmet Aluç