1
Yüreğimin Kırsalında Öylesine Bol
Keseden Savuracak Kelimelerim Yok.
GÜLÜMSEMELERLE AYARLAMA
ENSTİTÜSÜNDE MERHABALAR
Kendimi fikirlerimle diri tutmanın
sancısıyla gece gündüz yazarken, yazmadan önceki halimi düşünürken o eski
halime şaşkınlık içinde bakıyorum! Daha önceden saklı duygu ve hislerin
dünyasında gezinmeden, bu his ve duygularla muhabbet için bir ortamda bağdaş kurarak
karşılıklı oturarak tanışmadan geçen o eski beni, esefle kınıyorum ki, neden
daha önceden okurken, yazmaya başlamadı ve duygu ve hisleri taze taze o
günlerde yaşamadı diye, kısmet diyelim şimdi yazmak kısmet oldu Rabbimden. Kelimeler
söz ve hecelerle, sizlerin gönül dünyasına varmak için sizlere doğru yelken
açarak gelmesi için o eski günlerimde hazır değilmiş. Şimdi hazır biniyorum
yelkenime sizlere doğru duygu ve hisler denizinde yüzerek gönül rüzgarınızın
esintisi ile geliyorum gönül sahillerinize…
Bazen söz ve kelime ve heceleri diziyorum,
şiir olması için alt alta duygularımla, bazen böylesine uzun sohbetler için
uzunca yazıyorum, muhabbet olsun gönüllerimiz gülümsesin diyerek… Her ne kadar
yenide olsam, usta olmak gibi bir gayem yok yazmak varmak muhabbetle karşılıklı
bağdaş kurarak gülümsemek hâl hatır sormaktır maksadım. Demli çayımdan
yudumlayarak, duru ve akıcı bir şekilde yazmak gayem ve muradım. Öylesine bol
keseden savuracak kelime ve sözlerim hecelerim yok, bol keseden dağıtacak
gülümsemelerim var alırsanız kabul eder bu gülümsemedir diyerek kabul
ederseniz. Yaşarken, içine düştüğümüz hayatın çıkmazlarında çıkan bir yol kapı olmak varken, çıkmazda kalanın üzerine
dünyayı kapatarak zor durumda bırakmamak görevimizdir bu bilinçteyim.
İnsan dair özlemlerimi çıkarsam
gönlümde bu aleme sığmaz! Yüreğimin kırsalında çölde kalmaktan beni alan
sizlerin gülüşleri o kadar güzel ki, çok ki sığmıyor bu aleme! Bunları okurken
hissederken yazarken aynı duygu ve hislerin tazeliğiyle yazıyorum, hele ki Yıldız
Gülüm kardeşimin yazılarını okurken duygu ve hislerim onun insanı
sevmesindeki üstün çabası ve başarısı bana ışık oluyor. Kırık his ve
duygularımızı alçıya alarak onaran kardeşime her zaman müteşekkirim hakkını
ödeyemem…
Kaybolan hayallerim yazmakla hiç
kaybolmuyor, yanımda sizlerle beraber sizlerin yanında beraberce gelecek güzel
günlere, dünlerin hatırı ile yürüyoruz beraberce. Sabrımız gönül soframızda
katık, birbirimizi severek hayatı anladık yanlışa kapılmadık, kapıldıksa suçumuzu
anladık ve sarıldık. Sevmek aşkı yazmak okumak varmak sarılmak aşkı varken,
Rabbim yolda bırakmaz buna da şahidim yaşarken okurken, yazarken. Her dönemin
her anın ayrı bir güzel olduğunun bilincindeyim/bilincindeyiz ve gözlerinizde
gönlünüze bunları hissederek yaklaşıyorum sizlere, aşikar ayarı bozulmuş
gönlümüzü ayarlarken gülümsemelerle ayarlama enstitüsünde, gülümseten
aletlerle (sevgi ve aşk dolu sözlerle vakur dolu parıltılı donmuş içimizi ısıtan
bir gülüşle sözle) … Aşkın peşinde beraberce yürüyoruz insan varmanın
telaşıyla, peşimizi bırakmayan “Ne gereği var” “Kendi keyfine bak” diyenleri
duymazlıktan gelerek yola devam ediyoruz şükür.
İnsanla şiirle beste yapıyoruz
gülümseten…
Yarınların ikbali için beraberce
yürüyoruz, yarınları yıkanları yıkmak için…
Yoksa otur koltuğunda kapat kulağını
gözünü gönül dünyanı kapını diyerek, yaşamaya gelmedik bunun bilincindeyiz hep
birlikte çok şükür, bildirten Rabbime şükür.
Ne bahtımız kara deriz gönül
dünyamızla aydınlatırken, bir lokmayı bölüşürken şikâyet etmeden yürürken…Şiir
vakti şiir gibi loş gecelerde, gökyüzünde dolunay gibi ay olan aydınlatan şiirlerle
böylesine söz kelimelerle, yoldayız buna şükür, kim gecenin bu en koyu uyku
dolu demini elinin tersi ile silkeleyerek bir kenarda bekle diyerek, kalkarak
yazar ki? Aşkla seven aşkla olmanın varmanın huzur dolu esintisiyle olan yazar
gecenin bu vaktinde…Kendimi övmek gibi bir amacım yok bunu peşinen söyleyeyim, okurken
yazmanın zevkiyle olanların durumunu söylemek için bunu söyledim. Duygu ve
hislerimi cebimde saklayarak, çürümesine izin vermeyen biz yazarlar her vakitte
aşkla yazarak aşkla yol alarak sizlere varmanın zevki ile yazıyor…
Yalnızlığın sessizliğinde kalmak için
açın kapılarınızı geliyorum…
Zihnimde duygu ve hisler coşmuşken
karşılıklı bağdaş kurarak az muhabbetle konuşalım istedim…
Gelen ben kabul edip etmemek
isteyen sizler, zamanın boşluğunda düşmemek kaybolmamak için koşarak
geliyorum ki zaman az gülümsemelerimizle dolsun ve yerine varsın
gülümsemelerimizle, zaten bu amaçla dünyaya gelemedik mi? Elbette bunun için
geldik…Boş sayfalara bir gülümseme gülümsettiğimiz insanların resmini çizmeden
boş mu vereceğiz, ahirette Rabbimize?
Yoksa yıkarken surata benzemeyen
ekşi kokuşmuş suratımızla, yıkmaya öldürmeye gelmedik, kim böyle biliyorsa
insanlıktan ve dinden çıkmıştır, hiçbir din masumu suçsuzu, insan hayatını
yıkmayan kendi halindeki insanı öldürmeyi önermez, kim var diyorsa inkarda dır,
Alemlerin rabbine savaş açmıştır vesselam, selamlarımla.
Mehmet Aluç